Rukiye üyemiz gönderdi.
'Ayri ülkelerin
ortak sinirlarinda çogalan ayibimiz
iki ülkeye bölünüyordu'
...ve en çok kendi ülkemizde çogaliyordu.
Merhaba,
Nasilsin? Iyi misin?
Yoksa sen bildigim gibi misin?
Ülkende havalar nasil?
Ki havalar burda nasilsa oradada aynidir.
Duydum ki, çokça gidenler az da gelenler varmis.
Ocak sayimina göre nüfusu 16 milyon 300 binmis.
Ülkemi sorarsan issizlik büyük dert.
Yükseliyor iste ha bire; 5 milyonu bulmus.
Ülkemizi sorarsan,
Ordu 3 bin askeriyle Dersim'de yine,
Hozat'ta, Mazgirt'te, Çemisgezek'te.
35 askeri araç Siirt-Eruh'ta, Çirav daginda.
Kobra'lar gökten savasin sevkiyatinda.
Korucular da kendi kaderlerinin avciliginda.
Anlayacagin insan insanin kurdu burada da....
Insan tahammülsüz, insan sevgisiz, insan yok.
Insanimiz kendi çocuklarini istemeyecek kadar çaresiz,
Baslari egik, boyunlari bükük birakiyorlar onlari
Yapayalniz, savunmasiz, yasam savasinin tam ortasina.
Basliyor çocuklarin ülkelerinde kaybolmus yarinlarini
Baska bir ülkede arama telasi.
Elleri mendil, elleri boya,
Elleri tiner, elleri jilet.
Her dislanmislikta hayattan ölüme yollanan dünya güzeli bir suret.
Ve insan bu çocuklari kaldirimlarda
Göremeyecek kadar kendine bakiyor.
Çocuklar kendi dilinde hüzün sarkilari söylüyor.
Umut diye çekiyor cigerine tineri,
Yarin diye satmaya çalisiyor avuç avuç mendilleri
'Mendilinde kan izleri'.
Anlayacagin Diyarbekir'in yarasi Istanbul'da kaniyor.
Helak, helak, helak...
Kiziltepe'de bir çocuk bedenini kursunlayan polis
Bursa'da görev basinda.
Bu biraz da baska çocuklari vurma emrinde bir atama.
Her çocuk hayata bir 'Ugur' degil midir oysa?
Bir anne Antep'te ülkesinin talihine agliyor.
Çünkü bu toprakta öldürülen
Ogullar ve kizlar
Sevginin, barisin ve günesin evlatlari degil midir aslinda?
Coskulu bir Newroz'un ertesinde
Mersin'de 6 çocugun düsleri,E Tipi Kapali Cezaevi' nde,
En çok düsler çocuklarin bayragi degil midir oysa?
Van da bayrak takmayan her araca 50 milyon para cezasi.
Sütçüler'de kaymakam kitap toplatip imhasini istemekte.
Ne mutlu ki, ilçede ne kitap var ne kütüphane.
Bu ülkede yargi bir tek kendini yargilamiyor anlayacagin.
Insan tahammülsüz, insan sevgisiz, insan yok.
Beni sorarsan,
'Sansür Kurulu'yum gece gündüz.
Çocuklarimiza verilmek istenen yarini,
Ülkemize tayin edilmek istenen kaderi sansürlemekten aciz.
Bu karanligin ortasinda kulagimda aydinlik bir sözün fisiltisi:
'Insanlar yasadikça, hüzün, sevgi, keder çesitli biçimlerde var olmaya devam edecek.
Çünkü farkinda olsun veya olmasin, sevgi, hüzün ve kederi
Sadece insan bir arada tasiyabiliyor' diyen o sevgili tinisi.
Boynumda, sürgün bir yüzyilin derin sizisi
Sansürlüyorum
Felçli yarinlari,
Kangren umutlari,
Veremli bir tarihi,
Sakat bir adaleti.
Çünkü ben galiba
Bu çagda yasadigima utaniyorum.
Ve son olarak tarihimde senin zamanini sansürlüyorum.
Çünkü ben galiba
Bize verilen hayati sansürlemek istiyorum.
Ve simdi sana yazarken kendi dilimde hüzün sarkilari söylüyorum
Kucagimda ülkemin 'Ugur' lu çocuklari, ya Diyarbekir' deyim, ya Istanbul'da...
Kendine iyi bak, selam söyle ayçiçeklerime, yildizlara, Deniz'e ve yakamoza.
'Gözlerinden, gözlerinden öperim' duru bir askla, 'yasak yüreginden' sonra...
Bana yazmayi sakin, sakin ha unutma!
Leyla Kaygun
Tarih : 2010-05-31 20:49:40 | Hit: 2048 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.