Aslınur üyemiz gönderdi.
Sevgili!
Zaman tükendiğinde
Şerha şerha yarıldığında toprağın bağrı
Güneş boğulup, karanlık dürüldüğünde,
Ümmetin Yunus'un kavmi gibi tedirgin
Hayat, Yunus'un şehri gibi ölgün.
Nur saçan gözlerine
Bengisu akan ellerine hasretim bugün.
Bugün Eyyûb sabrıyla donat beni
Yusuf güzelliğiyle süsle irâdemi.
Sevgili,
Bir Uhud gününde
Yüreği sökülmüş Hamza'nın başında,
Yüreğinden ağlıyordun.
Seninle birlikte; gök ağlıyordu,
Beden ağlıyordu, can ağlıyordu,
Bütün mekân ve lâmekan ağlıyordu.
Ah hülyalı dağların ardında kalan
Hüzünlü sevgili!
Dışarıda; kar, boran, tipi
İçerde güneşin serpili
Bahçemde çiçeklerin asılı
Ve avuçlarımda ismin
Yüreğimde sevdaların yazılı
Ve tenime kazıdım sevgini
Varlığıma değil yalnızca
Gölgeme de içirdim Seni
Ah Sevgili!
Çöllerin gülü Sevgili
Hüzünlü Sevgili.
Seni düşünüyorum ey Sevgili!
Hasretin Medine ufuklarında
Gecelerin en karanlık sabahında
Başlangıcın en başında
Seni düşünüyorum şimdi.
Bin beş yüz yıl sonra
Güneş nazlı kirpiklerini gösterirken,
Gökyüzünde mavimsi bir bulut,
Yağmur yağacak belli ki.
Serde güneş altında ıslanmak var,
Mutluluktan ağlamak var besbelli.
Ey dîl-i râna
Ey Şah-ı dilâra!
Gökyüzünün bağrına uzanan minâreler
Yıldızların bağrından Seni emer
Ve sonra beşerin yeryüzü camisine
Boşaltır seni kevser kevser.
Rüzgarlar senin hasretinle eser.
Yeryüzüne yayılarak şimdi
Yürek yürek Seni anlatır Yunus Emreler.
Ve ağlayan insanlarla örülü
Bir gözyaşı medeniyeti kuruluyorken
Neyi var neyi yoksa yüklenmiş
Sana geliyor beşer.
Gecenin çilesine gün doğarken
Yeryüzünü yine aydınlatan Sen.
İzin ver güneşinde kar olayım
Yüreğime dek yak da beni
Çorak gönüllere yâr olayım.
Sevgili!
Bir Medineli hüznü gibi çöktün üstüme
Her sokağın başında Seni aradım
Bir Bahira hasreti gibi yağdın gönlüme
Her bulutun altında Seni aradım.
Bir Bilal hüznüyle Seni aradım,
Bir Fatıma hıçkırığıyla Seni ağladım.
Ah o hasretin
Güneşin yüreği gibi fokurdatır yüreğimi
Ben çöllere değil, çöller yüreğime düştü
Her vahada,
Her kuyunun dibinde Seni aradım.
Bedir'deki kuyuda,
Kerbela'daki kuyuda Seni aradım.
Yusuf'un atıldığı kuyuya bile baktım,
Kuyulara sinmiş sesini aradım.
Kuyular yüreğimdeydi
Ben kuyulardaydım.
Sevgili!
Hasretinin gözyaşları
Bir Yakup hasreti gibi seğirtir gözlerime.
Bir Yakup hasretiyle Seni ararım.
Hacer annemin zemzemi araması gibi,
Soluk soluğa arıyorum Seni.
Seni nerelerde aramadım ki;
Masalsı bir hüzünle Kaf Dağı'nda,
Her doğacak günün şafağında,
Bilinmeyene atılan balıkçı ağında,
Mahzun bir adamın şakağında,
Hira Dağı'nda mağarada
Mekke'de Arafat Dağı'ında
Göründüğün her mekanın yanında,
Ve gönlümün her civarında,
Seni aradım.
Ah o hasretin,
Dağlara figan düşüren Yusuf hasretin,
Kaynayıp durur Yakup yüreğimde.
Sevgili!
Kanatlandın da gittin Cennet'e öyle
Ya kanatlarının altına al beni
Ya gittiğin yerden şefaat eyle.
Ah Sevgili!
Çöllerin gülü Sevgili
Hüzünlü Sevgili.
ARİF AKPINAR
Arif Akpınar
Tarih : 2010-05-31 20:38:35 | Hit: 2988 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.