Dilan üyemiz gönderdi.
ne vakit kazdın sineme
bir yüreklik mezarı?
ne vakit üşüdü sıcaklığın elimde
kefensiz kaldı kalbim,
sevmelerin, kılıfıydı yüreğimin.
kalem silkelendi, aktı kelam,
acıdıkça kuytular
sızladı dizdiğim mısralar...
kefenim beyaz,
defterim beyaz,
yüreğime koyduğum ellerim
titrektir, ürkektir,
sıcaktır,
yed-i beyzadır,
soyunduğu vakit geceler aydınlanır
zifiri vakitlerde çöller ısınır...
vardın.
vardım.
yüreğime yardın,
sen gir diye
yüreğimi yardım,
bilinmeze kanatlandın,
ötelere vardın,
gel hüzün vadime,
yakıyor sensizlik,
acıyor kalbim,
gel ey yar, insaf et
yüreğime yardım...
yoksun.
yokum.
nefes alan beden,
canından yoksun.
yokluğuna alışmak zor-aki,
gelmeyeceğini bilmesem,
seni beklemek kolay
gonca yaprağı kadar ümit beslesem.
yine şubat
yayılmış kışın ortasına,
çiçek getirmiyorum artık şubat buluşmalarına,
seni beklediğim her gün için,
bir gül dikiyorum tepelerine bu şehrin,
istanbul kanatlıyor
sana adanmış
bilmediğin,
senden bihaber
bahçesini çamlıcanın...
ben senden ne vakit geçerim,
sen söyle minik serçe,
nasıl ki ölüm seçilmez,
nasıl ki adanmaz geçmişe adak,
sen söyle ey serçe,
sezen aksu sen söyle,
yanarken içilir mi aşk şerbeti,
yanarken geçilir mi dicleden,
yanarken geçilir mi sevgiden...
Turgay Kadiroğlu
Şu konularda daha fazla şiir:
Ölüm, İstanbul, Umut, Hüzün, Çiçek
Tarih : 2010-05-31 20:28:35 | Hit: 1491 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.