Elli kuruşluk bir çay, biraz tütün, denizin yarıldığı yerde, bitmemiş hikayaler

Yaren üyemiz gönderdi.

Sen,
cümlenin en ağır yeri,
sen, tek dal sigara,
en moralsiz anında radyodaki esrarengiz şarkı.

Bir bakarsın,
İstanbul uzaklaşır senden, uzaklaşır iskeleleri,
ardında köpük köpük deniz yolcu eder,
dalgalar yolunu açar, martılar yoldaş olur.
bir bakarsız, elli kuruşluk açık bir çay, biraz tütünle alır harmanlığını,
rüzgar yüzünü keser, saçlarını dağıtır...
ufuk çizgisi kat kattır, hayallere dalmışsın da,
yabancılık çekiyorsundur,
hafifte kafan kırıktır.

Bir film şarkısı gelir aklına, karakterlerine hiç benzemediğin filmlerden,
bir film şarkısı mırıldanırsın kısık sesle,
yabancı bakışlar karşılar,
karşındaki adam kalkar, küfrediyorsun sanki,
yanındaki sırtını döner,
ama insanlar da vardır bu yolculukta,
kanatlarını çırparak takip ederler...
bir film şarkısı biter, dalınca yeniden hayallere,
bir elli kuruş, bir sigara daha,
herkesler kafa göz saklarken, sen muhabbet edersin rüzgarla,
olsun, saçların biraz daha dağılsın.

Deniz yarılır, kalabalık mıdır, tenha mıdır bu yolculuk?
yirmi dakika kısa mı, uzun mudur?
düşünmezsin, yada nerede ineceksin bilmezsin.
inecek misin, inmesen olmaz mı, sorarsın kendine...
 
Lzcramcil Ceyhun Erdem
 






 

Tarih : 2010-05-28 17:01:18 | Hit: 1508 | Puan: 0