Gülce Destanı

Serpil üyemiz gönderdi.

seni anlamak seni anlatabilmek seni
bir güvercin kanadında
bir gül kadar zarif
bir sevda öyküsü kadar can alıcı

gökyüzünü seninle boyamak
ve uykuya dalmak
bir düş içinde
bir rüya sofrasında

bir sabah uyandığımızda
radyolarda senin sesin
halka halka yayılıyor coşkun
kardeş türküler anadolu’dan sazlar
mızraplar hep senin için çarpar
şanın kapımızı çalar çalar çalar
oysa her gece rüyalarımızı
kimler çalar
ekmeğimizi kimler
hatıralarımızın kapısında ziller
çalar çalar çanlar sirenler

orada duvarlarda resimlerin
koridorlarda yankılanıyor sesin
meydanlarda bulvarlarda
caddelerde adın
her yerde senin hatıraların
gülüşün içimizi ısıtıyor

uzun bir yolculuğa çıkıyoruz bakışlarında
şanın yayılıyor cihana
bir güvercin kanadında
zeytin dalları uzanıyor
doğudan batıya
zaman hatları ekspresi parçalıyor
çatlamış toprakları
yağmur olup yağıyorsun
buğday başaklarına
gecenin en güzel libasları üstünde
bir yıldız olup
her gece rüyalarımızı süslüyorsun

yokluğunun acısı
şehirlerarası bir sürgün gibi
uzayıp gidiyor
hiçbirşey senin yerini tutmuyor
ne heykeller ne büstler
ne de portreler
hiçbirşey senin tadını vermiyor

bir köy kahvesinde
bir bardak demli çay
vatan için duaya açılan eller
sırtında mermi karnında bebesi
teze bir gelin
memleketi için toprağa düşmüş
civangir bir asker
tarihe atılan zarif bir imza
senden kalan üçbeş hatıra
sürtünerek geçiyoruz mirasından

orada duvarlarda resimlerin
koridorlarda yankılanıyor sesin
meydanlarda bulvarlarda
caddelerde adın
her yerde senin hatıraların
gülüşün içimizi ısıtıyor

seni anlamak seni anlatabilmek seni
bir güvercin kanadında
bir gül kadar zarif
bir sevda öyküsü kadar can alıcı

gökyüzünü seninle boyamak
ve uykuya dalmak
bir düş içinde
bir rüya sofrasında
 
Süleyman Erhan Kaya
 






 

Tarih : 2010-05-28 16:44:30 | Hit: 1840 | Puan: 0