Algül üyemiz gönderdi.
İlk başaktan
aşka ait bir öz düştü toprağa.
Canhıraş bir çırpınış
bir vaveyla koptu toprağın bağrında.
Düşürülse bile aşk, yerde kalmamalıydı.
Değil mi ki bir düşen vardı aşka
sarılıp, onarılmalıydı.
Kara her neyi sarsa; kalmazdı onda yara.
Bi-zar olan, oğul veren değildir.
Zerresi yoktur bergüzara yadigarın.
Biz üşüdük, toprak kışı giyindi.
Biz toprağı giyinince, hangi maşuk sevindi.
Bu ehramın rahminde, hasıl olduk aşk ile.
Aşk düşürmez maşukları müşküle.
Filhakika, müşkül aşktır bizatihi
Kimsesiz bir aşka sürdüler bizi.
Ellerimiz, gönüllerimizden çekilen öze
özleme yürüyen bir int-i hardır.
Çünkü ben, hadimiyim sebeb-i aşkın.
Üşüt beni.
Beni kimsesiz bir aşka süren sevgili.
Biz bir devrin ateşine yaktık yüreklerimizi.
Biz Leylaya gönül verdik
boş koydu ellerimizi.
Senden kalan son hecedir bize Leyla
la nakşı gönlümüzde
ar-madır.
Yüreğim meftun iken letafetine
kaidesine bir çift gamzenin
medfun eyleyeceksin nefasetinden.
Sen Allah'ın yaratması
kün deyişi değil misin.
Bir deyişi değil misin
Sahifeler
tehcirinden gayri bir şey taşımaz
manaya dair
ve Adem bir terziden önce gelir.
Karındaşım değilse yoldaşımdır.
Hızır gibi yetişen, ateşe düşürülmeden
dağarcığından azık
kalbinden et kopardığım
bıldırcınların, kudret helvasının efendisi.
Günahından sonra Musa
salipten önce İsa
evvel Allah
kondurmayız tuğyan sanrısını kalbimize.
Meczuba dönmeden
veçhe diye bilmeyiz gayrısını.
Ben ölümlü değilsem
ölüm benli bir güzeldir
aşkı cezbeden.
Ellerim
tutunmayı unutmuş sarmaşıklardır
gözlerim terkedilmiş aşıklar.
Sırılsıklam.
Rüyalarım secdeye susamış.
Yıldızların yurdudur.
Gölgede, mecnun tarifleri
ellerde
ihmal ölümdür yazan çekler, senetler
mahirler zümresine
yıldızlı pekiyi dağıtır öğretmenler.
Günahların üstüne serpilmek üzere
ve kim bizde bir güzellik görse
parlar yıldızımız.
Bir sabi uyanır.
Muhtelif yerlerinden
öpülmek üzere.
Tenime sarılmış kaygı
tenimin taşıdığı kaygıdan azade kılınamaz.
İblisin acziyeti vareste kılmaz beni.
Ben yine de gönüllerim arada.
Serazat bir gönlü nerde eğleyim.
sahibim Musanın ve salibin sahibi değil mi.
Hasırlı sandukada saklayım seni
sevdiğimden bir ulak gelinceye dek.
Vuslat vakti müjdesiyle
gönlüm,serazat.
Ten
teneşirden evvel yıkanır.
Halayıklar, hayaları burkulmuş efendiler
kavil bozmuş bir dünyaya uyanırken
levhalar, ışık ve okunmakta olan
bizi ünleyen sestir.
Cehdile sarıldığımız arzın gölgesine
ellerimiz sunulurken zebanilere
paydos, bu mahdut esarete.
Kandırma beni rüyam böyle pespaye.
Sebil etme ömrümü
uğruna iblisin.
Bir kapı önündeyim
elimde beyaz sayfa.
Elimde ellerine ak bulaşmış bir dostun
kaybolan anıları.
Kan iner gözlerime
ninnilerle uyutamam ben beni.
Sevilmeye layık olan, al beni
al ki kalbim sana doysun.
Müebbetten hasıl olsun muhabbet.
Erdal Topaç
Tarih : 2010-05-28 16:44:30 | Hit: 2219 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.