Zeliha üyemiz gönderdi.
Emre Ciğerparem
Canım Oğlumun, adı Emre:
'Hadi Baba' derdi, 'çay demle',
Onda vardı, güzel gülme,
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
'Babacığım ayaklarım ağrıyor'
Derdi; acısı, yüreğimi dağlıyor
Ah! Çaresizlik ellerimi bağlıyor..
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Geceleri babacığıyla yatardı,
Gözleri; mahmur, mahmur bakardı
Duruşları, yüreklerimizi yakardı
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Derdi çaresiz di, belliydi durumu,
Çok hastaydı, ortadaydı sorunu,
Kaldıramadı, dizini, elini, kolunu
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
İstiyordu okumayı, hem de yazmayı
Kırda, bayırda, yolda gezmeyi,
İstemezdi ki, hiç kimseyi üzmeyi
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Üzerini temiz, derli toplu tutardı
İnsanlara; canından çok, can katardı
Uyumazdı, Akşamları geç yatardı
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Çok temizdi, üstünü hiç kirletmezdi
Eşyalarına kimseyi elletmezdi,
Çaresiz derdi büyüktü, anlatmazdı
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Yalan dünyadan merakını alamadı
Yemeklerin hiç tadını bulamadı,
Sancısından, yerinde duramadı
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Uslu insan gibiydi, laftan anlardı
Gözlerinden süzülen yaş, damlardı
Acısının çok olduğu, zor zamanlardı
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Acısından isterdi, her zaman oyuncak
Doyasıya açamadık, yavruma kucak
Diyemedik sarılalım oğlum, n'olacak
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Artık belirli, Hastalığı derinleşti
Açılan küçük yaraları, irinleşti
Küçücük vücudu çok irileşti
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Değil mi ki, ateş düştüğü yeri yakıyor,
Görüyoruz, çoğu acıyıp ta bakıyor
Derdi bilmeyenler, çok şey takıyor
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Gece - gündüz, hep kıldım namaz
Yalvardım, Mevla dan istedim niyaz
Derman istedim, Şifa bekledim biraz
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Önceleri, Hastalığını bilemedik
Onca ilaç aldık, İyiliğini göremedik
Şöyle iyileşip de, Halini soramadık
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Kızınca 'Emre! ' derdim.'Evet baba'
Hiç olamadım ki, ona karşı kaba
İyileşsin diye, çok gösterdim çaba
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Soruyor 'Anne benim halim ne ola!
Verdim artık bende bir yerde mola
Koştum, koşturdum sağa, sola
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Ah oğul! Geceleri uyuyamadım,
Hislerimi kimselere, duyuramadım
Ayakta kaldım, ağladım, yorulmadım
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Bir ara; camdan baktım nazlı nazlı,
Koştum, Kan getirdim gayet hızlı
Şifasını bulamadık, sırrı çok gizli
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Yavrum biraz zayıfça, dişleri seyrek
Neşeliydi, gülmeyi severdi gevrek
Bak! sonunda giydi beyaz gömlek
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Çok kere, kullandılar kobay fareyi
Lakin, bulamadılar ölüme çareyi
Allah nasip etsin, imanla ölmeyi
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Yavrumun, hastalığının adı lösemi
Maddiyatın kalmadı ki hiç önemi
Bu gün - yarın, sayıyoruz dönemi
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Farkındayız, kendini hep dinlerdi,
Allah'ım, ne bu lösemi derdi?
Dayanamadı, nihayet sona erdi
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Ellerimle aldım, hastaneden naşını
Sevdim, son kez okşadım başını
Unutmadım, unutamadım son bakışını
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Teneşirden kaldırmaya vardım,
Bakamadım ki dondum kaldım
Cennete onu gördüm, öyle daldım
Yavrucuğum; canım, ciğerparem.
Osman Öztürk -BOYABAT
(lösemi hastalığına yenik düşen oğlumun anısına!)
Osman Öztürk-ŞİLE
Osman Öztürk
Tarih : 2010-05-28 16:41:18 | Hit: 1869 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.