Dilşah üyemiz gönderdi.
Geciken günün yorgun ışıkları
Pencereden odaya misafir oldu,
İstenmeyen misafir miydi?
Terinos daha uyuyordu.
Dağılmış, karışmış ve aklaşmıştı saçları,
yüzü çizgi çizgi harita olmuştu.
Başı prinç topuzlu demir karyolada
sanki bir cansız varlık duruyordu.
İfadesiz bir yüz ve
soluksuz bir adam.
Yok.. Daha Terinos yaşıyordu.
Keliternos'un onu terk ettiği günden beri
yavaş yavaş eriyordu.
Kış mevsiminin cansız ışıkları
yatak odasını aydınlattı,
camın kenarına bir beyaz martı kondu.
Gölgesi odaya vurdu.
Terinos uyudu uyudu.
Kalktı,
şişkin gözlerle yüzüne su vurdu.
Odaya döndüğünde martının gölgesi ile karşılaştı.
Birden gölge yok oldu.
Pencereden Kos adası gözüküyordu.
Pantolonunu ayaklarına geçirdi,
Komidinin üzerinden sigara ve çakmağını aldı,
Yassı sigaradan bir dal yaktı.
Gömleğini giydi,
çorapları kokuyordu.
Bi gün daha idare eder dedi içinden.
Bir daha hatırladı eski karısını,
Keliternos bu çorabı ona giydirmezdi,
o bir temizlik hastasıydı.
Duvardaki eski resimlerine baktı,
baktı.
kemerini de beline taktı,
yorgun bedenini tekrar yatağa bıraktı.
Kalktığında güneş Kos adasının üstüne gelmişti yine
Güneşin sıcak kırmızı renkli soğuk ışıkları arasında,
Martının gölgesi bir ara gözüktü,
Terinos ikinci günün uykusuna daldı.
Dışardan piyano sesleri geliyordu,
tiz, bas, do majör, bemol
hazan mevsiminde yalnızlık ne zor,
gel sen onu bir de Terinos'a sor
zavallı ihtiyar, hımbıl mahluk, sevimli adam.
onun için hayat bundan sonra daha da zor.
Kapı çaldı,
yorgun beden uyandı,
kapıya doğru yol aldı
açtı
karşısında Keliternos
elinde bavulu ile duruyordu.
Eşarbının arasından güneş ışıkları koridora süzülüyordu,
şans yeniden Terinos'a bir defa daha gülüyordu...
Mehmet Akif Tiryaki
Tarih : 2010-05-28 16:38:15 | Hit: 1566 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.