Meliha üyemiz gönderdi.
namlusunda tek sual taşıyan bir ayrılıktı bakışın
hiç bir makamda koma basmayan perdenin
o güne has yanlışıydı sanki
-ki yollara mahrem sancılar ekerken
dünümden arkamdan gelip geçen düşüncelerle ben
ve hiç bir otobüs durağında bekletilmeyi haketmeyen bir güzellikle seni beklerken...
o en üşümüş en yorgana ihtiyaç yaratacak halimle
hani karınca kararınca ankara da gök yüzü
ve bütün gök yüzlerinin yüzü suyu hürmetine
ve dizlerinde bataniyeleriyle anadolu kadınları sancılarını saklarken
saat beş dedimi taşlı bir sokağın en kalabalık o en tenha anında
sen mişsin gibi o en yalnız kadınlara gülümserken..
ve yollara işemenin marifet sayıldığı yaşlarda dahi
böyle masum böyle içten sevdalar yokken...
yani ilk okul çağlarında bir çağı açıp bir çağı kapatan fatihin
sadece sıra arkadaşımız olduğunu sanıp hocaya şikayet ederken
ve kapının ufak aralığında ve bakışlarının en martında
şimdi ankarada yağmur gönlümde damla damla hatıralar
damlaya damlaya beni boğarken
seni düşünmek
fi tarihinden ki fi zaten tarih demektir...
sen den ayrılalı fi:...
ne kadar komik değilmi
alışıla gelmiş kelimelerin
yerlerine gerçek sahiplerini koyduğumuzda yaşanacak devriklik
sıtmalı bir karganın yürüyüşü gibi hazin ve komik..
nerde kalmıştık..
yok ben zaten bekleyendim sen nerde kalmıştık...
dalıp uzaklara yok yok çok uzak deyil aslında şu ilerdeki köşe başlarına
acaba burdanmı gelecek şurdanmı kadar heyecanlı
ve ıslak...
ve bir dövizcinin beş para etmeyen saçaklarında
rahmetten uzak durmaya çalışırken.. sağnak sağnak
yine perişan yine siftah yapamayan işportacılara belli etmeden
beklerken seni..
ve zabıtaya sırf kitaplarımı almasın diye hatır sorarken aklımda sen...
ve o köşeden bir türlü çıkmayan
seni saklayan
seni gizleyen o kahrolası elbisen..
bu akşamda gelmedi...
06 12 2007
Yücel Yarımbatman
Tarih : 2010-05-28 16:38:05 | Hit: 1592 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.