Jale üyemiz gönderdi.
Yalan & Gerçek Arasında Kalan Bir AŞk
Rastlantıydı onların tanımaları. Kader desek belkide daha doğru olur. tanıştıklarının ilk dönemleri çok iyi iki bir dosttular. Ama dilleri ve gözleri çok ayrı konuşuyordu. O ilk görüşte sevmiştin engelli kızı. Tabi ki engelli kız da ilk görüşte sevmişti. Fakat engelliydi. Hayat koşulları kızı aşka engelliyordu. Aşk kanunları engelliyordu onları. birisiyle berabersen, başkasıyla beraber olamazsın diyordu. Zaten kız icinde ayni şey geçerliydi. Ama gene de onu sevmek den vazgeçemiyordu. Birilerinden saklanıyormuşçasına her gece gizli gizli sabahlara kadar konuşur, gülüşür sonrada bir sessizlik olur ve de hallerine ağlarlardı. Durumları çok vahimdi. Hayra & selamete erer inşallah sonumuz diyorlardı. Oğlan kızın engelli olduğunu bildiği halde sevdi, bekledi, bağrına bastı. Helalimsin benim deyip ne kadar açı çekse de kızı bekliyecegini söylüyordu. Kız da inanıyordu. çünkü oda beklemesini istiyordu. Oda mutlu olmak istiyordum. Ama onu mutlu edebilecek bir tek kişi vardı bu dünyada, oda 'O'ydu. Bu durum kız icin çok ama çok açıydı, ama onu taparcasına seviyordu, ve de Onunla evlenmek istiyordu. Onunla hayatinin diğer kısmını geçirmek istiyordu.
Bizim ilacımız zaman deyip ona teselli veriyordu genç kız. Onu ayakta tutmaya çalışıyordu. Fakat bu çok kolay değildi, ama baska bir şeyde yapamıyordu, elinden gelen sadece buydu. Sadece onu teselli etmekle yetiniyordu.
Seni onunla görmek beni her gün yıkıyor gibisinden cümleleri hemen hemen her gün söylüyordu. Ama genç kız eli kolu bağlı bir şekilde kadere bırakmıştır her şeyi. Sanki önceden biliyormuşçasına, yada kızın icine doğarcasına bir şeyleri bekler gibiydi. Yaşadıkları gizli aşk, aşk kanunlarına aykırıydı, biliyordu, ama gene de olar seviyeli bir şekilde arkadaşlıklarını sürdürmekteydiler. Ne kadar eskiden sevdiği insani sevmesem de, onun duygularına saygı gösteriyordu ve de onun duygularıyla asla oynamayı düşünmüyordu. Düşünemezdim zaten. Daha zamanımız var, az daha bekle gibisinden yanıt veriyordum ona.
Gururunu çiğneyip bu duruma zorda olsa katlandı. Seviyorsa baska bir şeyde gelmezdi elinden.
Gel, git leri oldu tabi ki, olmadı değil. Ne olur konuşmamalıyım artık, arama beni, dayanamıyorum, ölmek istiyorum dediğinde gülüyordum. Çünkü bunların oğlanın sözcükleri olmadığını biliyordu. Dilinin baska kalbinin baska söylediğini hissediyordu genç kız. oğlanında katlandığı gibi genç kızda katlanıyordu isyanlarına. Ádeta kördüğümün içindelerdi. Ne kadar sürecek bu ızdırap dediğinde, 'bana sorma zamana sor deyip geçiştiriyordu genç kız. Bir şeylerin eskisi gibi olmadığının farkındaydım ve de kalbi 'az kaldı, bekle' diyordu. Genç kızda sabırla bekliyordu.
Bekliyordu ki, daha güzel günler görsün diye. Bekliyordu ki, sevdiği adamla ömrümün diğer kısmını gecirsin diye. Mutlu ve huzurlu bir şekilde.
Beklemeler çok sürdü. Bir sene genç kız kalbinin sesini dinleyip, sevmediği bir insanla konuşmaya, ilişkisini sürdürmeye devam etti. Sabırla bekledi, sanki Yüce Rabbim ona ayriyeten sabır ve güç vermişçesine. Bir sene boyunca genç kızı sabırla bekleyen adam pes etmeden daha güzel günler geçirmek icin beklemişti. Bir süre sonra, sevdiğini sandığı, eskiden gönül verdiği insan değişmeye başlamıştı. O kadar değişmişti ki, gömleğinden genç kızın burnuna gelen koku ihanetin kokusuydu. Genç kızın yüzüne bile bakamıyordu. Yüreği titrek bir halde karşısında duruyordu. Onu eskisi gibi sevmese de kalbi kırılmıştı genç kızın. Genç kız onu o halde gördüğünde bedeninden kaynar sular dökülmüştü. Elleri, ayakları buz kesilmişti ádeta. Dili tutulmuştu. Hiçbir şey diyemiyordu. Zaten bir şey demek de icinden gelmiyordu. Son nokta çoktan konulmuşta benim haberim yok.
Sezen AKOLUK
31.05.05 / 23:43
Sezen Akoluk
Tarih : 2010-05-28 16:36:11 | Hit: 1648 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.