Banu üyemiz gönderdi.
MAGARA
magaranin duvarina
hayvanlari tastan oydum
kukrediler karanlikta
turkulerle karsi koydum
karanlikti magara
isigi tastan oydum
usuyordum
bir de gunes koydum
ask oydum magaranin duvarina
ask oydum
agridi taslar
yarildi magara
ben dogdum
Bulent Ecevit (1970)
-
JEOLOG
avucumdaki bir buhurdan bu dunya
caglar tuter insansiz
sarar beni benden uzaga
yokolmus daglar
yankilar beni yapayalniz
topragin basamaklarindan iner
derin daglara yukselirim
eski irmak izlerinde akar yiterim kumlarla
gormez olur beni gozlerim
bulent ecevit (1976 - bulent ecevit)
-
EYLEM
halk ozanı Levnî'ye özen
boşluğa bulut buluta yağmur
yağmura toprak ne güzel uymuş
gündüze güneş güneşe tarla
tarlaya başak ne güzel uymuş
başağa buğday buğdaya insan
insana emek ne güzel uymuş
emeğe eylem eyleme yürek
yüreğe sevgi ne güzel uymuş
-
SORU
kimbilir
insanda son kalan gozler
gorur mu dunyayi uzaktan
kimbilir
kuculur mu dunya
buyur mu uzaktan
kimbilir
kullenir mi dunya
ozlenir mi uzaktan
bulent ecevit (1975 - buletn ecevit)
-
SORUDAN ONCESI
Insan insana yapayalniz
degildik o cagda canliydi dunyamiz
canliydi balikciya salik veren ruzgar
canliydi sucluya gurleyen bulutlar
canliydi yagmur canliydi toprak
yagmurdan topragin dogurdugu yaprak
yapragi hayvana
hayvani insana
insani topraga
karan doga
canliydi gunes canliydi ay canliydi yildiz
canliydi o cagda dunyamiz
sorularla dagilmamisti
daha dunyanin buyusu
gun batinca bir kara perde inerdi goge
evrenin denklemi isiklarla yazil1irdi
yansirdi yakamozlarla karanlik denize
anlamasak da yasardik yasamin gizini
sormazdik soramazdik
sorulanla soran ayrilmamisti cunk1u
yalniz degildik bizimleydi tanrilar
birakirdik ellerine kendimizi
tanrilar carpardi tanrilar kollardi
tanrilar doyururdu uyuturdu bizi
tanrilarin bahcesinde gunes acarken
gun dogardi dunyamiza yeniden
mutluyduk uyusan dostlar gibi dunyayla
sorusuz yasiyanlar gibi mutlu
bulent ecevit (1976 - bulent ecevit)
-
UCAN DAIRELER
bu sonsuz gok
bizden midir degil midir
bu yildizlar
canli midir cansiz mi
dostlar olmali
bu gogun icinde
dusman olmali
canliysa bu yildizlar
topraginda can olmali
nefes alinmalidir
yasanip olunmeli
insan bu gogun bosluguna dayanmaz
bir koca gogun icinde
bir ufacik dunyada yapayalniz
bir avuc insanla yasanmaz
can olmalidir gogun
yildizlarinda can
bize benzer veya benzemez
dost veya dusman
gelmeliler dunyamiza
icmeliler suyumuzdan
bulent ecevit (1953 - bulent ecevit)
-
BACH SONATI
ne ben sorayim seni
ne sen beni sor
soyunmus seslerimiz tenden
boslukta bir ask oruyor
ses olmus duygular
yaklasir dalga dalga zamansiz
kavussa da seslerimiz birbirine
biz kavusamayiz
ne kollarimiz var saracak
ne opecek dudaklar
ne gorulecek yuzumuz var
ne gorecek goz
bir ask oruyoruz boslukta
cizgiden soyut
zerreden oz
Bulent Ecevit (1953)
-
ÇANAKKALE
'Söyle Arkadasim' dedi Anadolulu Mehmet
yanibasindaki Anzak erine
'nereden kopup gelmissin,
neden çökmüs bu mahsunluk üzerine? '
'DUNYANIN ÖBÜR UCUNDAN' dedi gencecik Anzak
'Öyle yazmislar mezar tasima.
dogdugum yerler öylesine uzak,
örtündügüm topraksa gurbet bana.'
'Dert edinme arkadasim'dedi Mehmet
'degil mi ki bizlerle birlesti kaderin,
degil mi ki yurdumuzun koynundasin ilelebet,
sende artik bizdensin,
sende bencileyin bir Mehmet'
Çanakkale'de topraginin
üstü cennet alti mezar
kavga bitmis mezarlarda
kaynas olmus yiten canlar.
'ya sen dedi Mehmet
oyun çagindaki Ingiliz erine,
'yasin ne senin kardes
böylesine erken buralarda isin ne? '
'yasim sonsuza dek onbes'
dedi ufak tefek Ingiliz eri.
'köyümde askercilik oynar
costururdum trampetimle bizimkileri
derken kendimi cephede buldum
oyun muydu, gerçek miydi anlamadan,
bir sahici kursunla vuruldum.
Sustu boynumdaki trampet,
son verildi böylece oyundan bozma isime
Gelibolu'da bana da bir mezar kazildi
mezar tasima ON BESINDE TRAMPETÇI' yazildi.
Öyküm de künyem de bundan ibaret.'
Yagmur yagiyordu usul usul topraga
gozyaslari düserek üstüne sanki
damla damla agliyordu uzaktan uzaga
sahibini yitiren bir trampet.
'ya sizler' dedi Mehmet
dünyanin dört kitasindan
mezarlar dolusu erlere,
'hangi rüzgar savurdu sizleri
bu bilmediginiz yerlere'
kimi Ingilizdi, kimi Iskoç
kimi Fransizdi, kimi Senegalli
kimi Hintli kimi Nepalli
kimi Avustralya'dan kimi yeni Zelanda'dan Anzak
gemiler dolusu asker
her biri niye geldiginden habersiz
Gelibolu'nun oya gibi koylarindan sizarak
tirmanmislardi daga bayira
siper siper yara gibi yarilan toprak
mezar olmustu savas ardindan onlara.
Kiminin BURADA YATTIGI SANILIR
Kiminin ADI BILINSE DE MEZARI BILINMEZ
kiminin de mezar tasinda
on alti on yedi on sekiz yasinda
EBEDI ISTIRAHATE ÇEKILDIGI yazili.
Çanakkale topraklarinda,
her birinin erken biten yasam öyküsü
eski yazitlar gibi taslara böyle kazili.
'Anlamaz miyim' dedi 'halinizden kardesler'
adina yazili tasi bile olmayan asker
Anadolulu Mehmet
'ben de yuzyillarca yaban ellerde
neyin ugruna bilmeden can vermisim
kendi yurdum ugruna can vermenin tadina
ilk kez Çanakkale'de ermisim.
Ugrunda can verdikce vatandi ancak
ekip biçtigim padisah mülkü toprak
degil mi ki sizler alamasaniz bile
bu topraklar almis sizi sizleri basmis bagrina
sizlere de vatan sayilir artik Çanakkale.
Çanakkale'de topraginin
üstü cennet alti mezar
kavga bitmis mezarlarda
kaynas olmus yiten canlar.
Bir garip savasti Çanakkale savasi
kizistikça kizginligi dindiren
ara verildikçe atese
düsmani kardese
döndüren bir savasti.
Kiyasiya bir savasti
ama saygi üreten bir savas
yaklastikça birbirine
karsilikli siperler
gönüller de yakinlasti
düstükçe vurusanlar topraga
dostlar gibi kaynasti.
Savas bitti.
Ölenler kaldi saglar gitti
köylü köyune döndü evli evine
kir çiçekleri geldiler akin akin
çekilen askerlerin yerine
yaban gülleri, dag laleleri, papatyalar,
kilim kilim yayildilar topraga.
Siper siper
topragin savas yaralarini örttüler
koyunlar koruganlari yuva yapti kendine
kuslar döndü gökyüzüne kursunlarin yerine.
Çiçegiyle yemisiyle yesiliyle
silah yerine saban tutan elleriyle
geri aldi savas alanlarini doga
can geldi topraga silindikçe kan izleri.
Yeryüzünde cennet oldu öylece
o cehennem savas yeri
simdi Çanakkale Gelibolu
bahçe bahce, ülke ülke
mezar dolu.
Üstü cennet alti mezar
Çanakkale topraginin
kavga bitmis mezarlarda
kaynas olmus yiten canlar.
Huzur içinde uyusun
vurustuklari toprakta
kavgadan kinden uzakta
yanyan dostça yatanlar.
BÜLENT ECEVIT
Not: Siirdeki büyük harflerle yazilmis sözler Gelibolu
yarimadasindaki Ingiliz ve Anzak mezar taslarindan alinmistir.
-
DERE
agacim ben dallari derinde
yapragim ben paramparca
suyla isigin ellerinde
ben yuzen bir kus
ucan golgeyim suda
gokte bir isik
gogum ben
toprak yataginda
suyla karisik
egil bana bak bana
senim ben
sana asik
Bulent Ecevit (1970)
-
COCUK
dusunebilseydin eger dogdugunda
ortulmeden ogreneceklerinle bildigin
konusabilseydin aglamani kesip
belki de birseyler ogrenebilirdin
Bulent Ecevit (1976)
-
AYDAKI ADAM
aya giden adamlar
kovdular aydaki adami
aya giden adamlarin ayak izinden
aydaki adam gelecek yine bir gun
inecek yine geceleyin aydan
aydinlatacak yine uykumu
bulent ecevit (1975 - bulent ecevit)
-
YAPAMADIĞIMIZ
Rahşan'a
akşam kapı eşiğinde bir terli giysi gibi
soyunmak vardı derdinden evrenin
bir entari serinliğini giyinmek
kendi derdini tespih gibi çekmek elinde
yün örmen vardı akşamları koltuğa gömülü
karşında polisiye roman okumak vardı
sorgusuz bakışmak yoruldukça gözlerimiz
sevinçsiz gülmek üzüntüsüz ağlamak
oturmağa konuklar gelmesi bazen
çevresinde bir masanın kaygısız
sıcacık konularda bir demli çay gibi
bilmedik komşularla konuşmak
dünyamızla uyuşmak vardı
oyunda sonunu görmeden oynamak
sevinebilmek kazandığına
yitirdiğine yerinebilmek
düşünmiyebilmek yoruldukça düşünmekten
kamaştıkça örtebilmek gözlerini
düşlerde bile ışıktan sakınarak kendini
uyayabilmek vardı vaktinde rahat
Bülent ECEVİT
-
ELELE BÜYÜTTÜK..
birlikte öğrendik seninle
avucumuzda yüreği çarpan
kuşa sevgiyi
elele duyduk kumsalda denizin
milyon yılda yonttuğu
taşa sevgiyi
tırtılları tanıdık seninle baharda
tırtılken daha sevmeyi öğrendik
sevgiden üreyen kelebeği
toprağı evimiz gibi sevdik seninle
birlikte sevdik kuru toprakta
ev kuran köstebeği
köstebeğinden toprağına taşına
tırtılından kelebeğine kuşuna
elele sevdik bu dünyayı
acısıyla sevinciyle sevdik
yazıyla kışıyla sevdik
köy - köy ülke - ülke
gökler gibi sardı dünyayı
yağmur gibi sızdı dünyaya
dünya kadar oldu sevgimiz
elele büyütüp elele derdik
elele derip insana verdik
verdikçe çoğalan sevgimizi
-
Yarin
bir seyler olacak yarin
durusundan belli
kirdaki atlarin
bulutlarin kosusundan belli
kazisindan kostebeklerin
karincalarin telasindan belli
bir seyler olacak yarin
belki bir tomurcuk
belki bir agacin dusen yapragi
belki de bir cocuk
pek o kadar goremesek de uzagi
kuslarin ucusundan belli
birseyler olacak yarin
oburgunden onemsiz
bugunden onemli
bulent ecevit (1975 - bulent ecevit)
-
BEN MISIN
dirilten misin beni govdem
olduren misin bilmem
gorduren misin beni gozum
korleten misin bilmem
bildiren misin bana basim
gizleyen misin bilmem
bir ben varim benden ote
ben misin bilmem
Bulent Ecevit (1971)
-
CAG BASINDA
bir gorunmez duvar indi
bilmeden astigimiz cizgiye
oncesi dumanlar icinde
bir efsane simdi
avucumuza soguk carpan
duvarin ardinda gordugumuz
degil miydi dun yurudugumuz cayir
simdi bir yesil pan
eski ormanlara kacmadadir
bize dogru kosan tunc yuzlu kahramanalar
yansiyinca gorunmeyen duvardan
gunbatisinda guneslenir
batar yuce daglardan
tunc yuzlu kahramanlar
daha dun biz degil miydik onlar
ve duaya baslarken son umutla biz
yikilir tapinaklar ardarda
donerler daglarina tanrilar
kirilir dualar duvarda
cekilen sular gibi cekilmis
saydam duvar ardina dun
bir corak dunya kalmis bize
boslukta bir gun
korkuyla donduk duvardan
bir umutla baktik yarina
yarin yaratilmamisti yarin
kaldirdik basmizi kapanan goge
izi yok tanrilarin
ne yaratmak gelir elimizden
ne olmek gelir gonlumuzden
icimizde bir urkuntu bir yalnizlik
sulardan ve cayirdan son kalan
kadinlarimiza sarildik
tekerlegi donuyordu caglarin
yaklasiyordu bize dogru
bir yaratilmamis yarin
ne olmek gelir gonlumUzden
ne yaratmak gelir elimizden
bulent ecevit (1950 - bulent ecevit)
-
ECEVİT GENÇLİK ŞİİRLERİNİ BULDU
Uzun zamandır aradığı gençlik şiirlerini Oran'daki çalışma ofisinde bulan Ecevit 'Artık ölüm şiirlerini bıraktım' dedi.
29 Aralık 2003 Pazartesi 09:30
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, geçtiğimiz günlerde gençlik dönemi yazdığı şiirlerini buldu. Bu dönemdeki şiirlerinde ölüm temasını işleyen Ecevit, bugün bu tür şiirleri bıraktığını söyledi.
Yerel seçimlerin ardından siyaseti bırakmaya hazırlanan Ecevit, tekrar edebiyat ve şiire dönmeye hazırlanıyor. Ecevit, arşivlediği ancak uzun süredir bulamadığı gençlik dönemi şiirlerini Oran'daki çalışma ofisinde bulduğunu söyledi. Ecevit, 1943'te 'Hep Bu Topraktan' isimli dergide yayımlanan şiirlere 'El Ele Büyüttük Sevgiyi' adlı kitabının yeni baskısında yer verebileceğini vurguladı.
Ecevit, teknolojinin insan üstündeki etkisini anlattığı 'robot' şiirinde de Allah kavramına yer veriyor. Ecevit'in gençlik şiirleri arasında Atatürk'e yazılmış bir şiir de bulunuyor.
Ecevit'in 1943'te yayımlanan şiirlerinden bazı dizeler şöyle:
Mermere sığındı vücut
Ölmek istemeyenin şekilleşti arzusu
Ve mermere sığındı vücut, ölüme karşı
Ölmeden bulabilmeyi isteyip
Mermerin sükununda dondurdum sandı yaşı...
Atatürk'e
Üzülmüyoruz öldün diye;
Sen göklerdesin
Bundan sonra dövüş meydanı bir tapınaktır, ve kanları sana adaktır
Şehitlerimizin...
Robot
Ellerim dallar gibi açılır bazen Allah'a,
Ki Allah'tır veren bu güçsüz ellerimi benim
Senin, ellerimden güçlü ellerin ki, ben verdim.
Onlar kapalıdır Allah'a...
Bir parça demirden ibaretsin Allah'a göre,
Korkma günahların için
Ben yüklenip günahlarını senin
Görülmemiş bir ağırlık vereceğim göksel terazilere
Allah Allah olduğu için yarattı beni;
Ben Allah olamıyorum ne kadar yaratsam...
(MİLLİYET)
BAŞIMIZ SAĞOLSUN.
Ata'ya son yürüyüşünü Kocatepe'de yaptı.
Şeriatçılar tarafından dolaylı yoldan katledildi.
Ecoş şehidoldu.
Laikliğe saldırı olmasa, yerinden kalkıp gitmezdi.
hem hümanist hem milliyetçiydi. ikisini bağdaştırmak zordur.
sağduyulu ve sakin olmalı. ama asla bunlara geçit vermemeliyiz.
Atatürk'ün istediği gibi.
Türkiye gibi, kendine has, akıllı, sağduyulu götürülen, başka bir laiklik şu an için dünya yüzeyinde göremiyorum.
belki de bana öyle geliyordur.
bunu Atatürk'e borçluyuz.
Bu ülkenin gurur duyack değerleri gittikçe artıyor, azalışta değil
Akın Akça
Tarih : 2010-05-28 16:34:43 | Hit: 2012 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.