Esra üyemiz gönderdi.
'bin ölüm sığdırdığım
yirmiyedi asrın satıraralarında
zamansız kapımı çalması yok mu aşkın
üryan gecelerde
yastığımın yüzünü ıslatmalarım
hep bu yüzden
bu yüzden bütün saçmalamalarım'
na tamam şiirlerim okunuyor şimdi
aklımın bulvarlarında
c vitamini yüksek portakal dilimleri
ve kaynatılmış nane limon
aşkın soğuk algınlığına
ne kadar iyi gelir bilmiyorum ama
sesini duyduğum anda diniyor
vücudumun yüksek gerilim sancısı
en çok kapalı gri havalarda
atıyorum cüssemi sokağa
yağmurun en kadınsı
ve en doğurgan olduğu anlarda
salya sümük ağlıyorum
ennnn çoook
ve hiç bir dudağa değmemiş dudaklarımla
yağmurun dudaklarından asılıyorum
ıslak senfoniler eşlik ediyor
yağmurla dansıma
toprak ortopedik yatak
çamur beyaz çarşaf
şimşek
yağmurun şeffaf geceliği oluyor
alıyorum yağmuru koynuma
bütün ıslaklığıyla
geceler boyu sürüyor
yağmur sevişmelerim
her transparan sabahta
erozyona uğramış tabiatımın
döküntülerini topluyorum
zamansız kapımı çalması yok mu aşkın
hep bu yüzden
yalın ayak ağır aksak kaldırımları arşınlıyorum
bu yüzden her gece
yastığımın yüzüne içimi boşaltıyorum
kumbaramda saklıdır
yirmiyedi damla yaşım
ve her sabah karşıma dikilen
'Ağrı' kadar dumanlı başım
yakın mazinin uzak maziden farkı yok
her şey aynı hala
hala hiç bir şey için
her şeyimi harcamaktayım
hala gözümün önünde
boyacı sandığım
yüzyıllardır sevmeye
yüzyıllardır sevilmeye yasaklıyım
na tamam şiirlerim okunuyor şimdi
sınırkentin tenha sokaklarında
sevince başlattım şiiri
acılarımla olgunlaştırdım
sevdikçe çoğalttım
ve hiç bir şiirde
mutluluktan ağlamadım
hiç bir doğum günümde
iyi ki doğdun sözünü duymadım
bağışla.......
bu yüzden sana uzak
üzüntülerine yakınım
...................
..........................
......................................
bizim buralarda çocuklar
boyundan büyük işlerle hayata başlar
yaşam onları pazarlayan tüccar
şimdi uzak mazimin
siyah beyaz tozlu sayfalarında
terör çığlıkları arasında
yaşam savaşının ortasında
çocuk yüreğindeki temiz aşkıyla
hagidik bugidik büyümeyen
hayatında bir kez olsun
uçurtma uçurmayan
uçurtma uçurmasını bilmeyen
ve mutluluğu rüyasında dahi görmeyen
bir çocuk hatırlarım........
'''''''''''o çocuk ben'''''''''''''''''''
yakın mazide
bir düzine ahmaklığım
intihara yakınlığım
mezar yatakta yatmalarım
kefen yorganıma sarılmalarım var
şimdi sana dertlerime ortak ol diyemem
her şeyimi bil
bil ki uzak ol benden
ben sana yakın olayım yeter
bırak da eskisi kadar
kalabılığa uzak olayım
bırak da
birinci tekil şahıs olarak kalayım
zamansız kapımı çalması yok mu aşkın
ben böylesini istemiyorum
yağmurlarım var benim
karabasanlarım var
anlamsız kaçışlarım var
susuşlarım ve nevalemde saklı
nice karınağrısı hüzünlerim var benim
Ağrının Korhan eteklerine gömdüğüm naaşım
İshakpaşada tarihi kalıntılarım
Hanibabaya emanet mavi rüyalarım var benim
işte böyle.......
her şeyi bil bana dair
her transparan sabahta
enkazımdan kopan parçalarımı topluyorum
bundandır tabiatımın erozyonu
bundandır eklemlerimin korozyonu
her şeye katlanılır
bir kayıba daha asla
anla bağlandıkça sana
seni de kaybetmekten korkuyorum
can eriğini canına
ışığını layık olana sakla
göz görmez seni gönlüm görür
sen kaybet beni
ben seni kaybedersem
inan Yusuf gerçekten ölür
duygulu duygusuz gerçekten gömülür
'C vitamini yüksek portakal dilimleri ve kaynatılmış nane limon aşkın soğuk algınlığına ne kadar iyi gelir! Biliyor musun? '
***************************************
duygulu duygusuz/tekil dünyalı
03042005ığdır
Yusuf Bozan
Şu konularda daha fazla şiir:
Doğum Günü, Ölüm, Hayat, Çocuk, Günaydın, Şiir, Yağmur, Tarih
Tarih : 2010-03-20 10:17:39 | Hit: 1564 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.