Duygu üyemiz gönderdi.
Kadın okula giden çocuğunun beslenmesine o çok sevdiği börekten koymayı unuttuğunu görmüş. Çok üzülmüş. Ondan mutlaka yemesi gerektiğini düşünüyormuş. Kapıcıyı çağırmış ve o böreği çocuğuna götürmesini rica etmiş. Evet ama sizin çocuğunuzu tanımıyorum. Nasıl bulacağım? Diye sormuş kapıcı. Çok kolay demiş kadın. Okuldaki öğrenciler içinde göreceğin en güzel çocuğa ver böreği, olsun bitsin demiş. Çünkü ona göre onun çocuğu dünya güzeliymiş. Çocuğu okuldan geldiğinde böreğin kendisine ulaşmadığını öğrenince derhal kapıcıyı çağırmış. Neden börek benim çocuğuma ulaşmadı? diye sormuş. Bilmem ki demiş kapıcı, yalnız ben sizin dediğiniz gibi gördüğüm en güzel çocuğa verdim böreği, ki o benim çocuğumdu.
Bir fıkradır. Ama görüldüğü gibi güzellik de çirkinlik de kişiye göre değişir. Aslında sempati duyduğumuz, sevdiğimiz kişileri hep güzel görürüz. Çirkin bildiğimiz kişilerin çirkinlik unsurları sevdiğimiz kişilerde bizim için hayranlık duyulacak unsurlara dönüşür gözümüzde.
Bir zamanlar sinemaların Çirkin Kralının filmlerini izler dururduk. Filmlerine isim olurdu Çirkin Kral. Filmlerde Yılmaz Güneyi tarif ederlerken çirkin olduğunu da söylemeyi ihmal etmezlerdi. Oysa bu yalnız kahramanı izledikçe ona sempatimiz öylesine artardı ki, her birimiz kendimizi hayalimizde birer Yılmaz Güney gibi görürdük. Oysa ki hiç kimse kendisini çirkin bulduğu bir kişi olarak hayal etmez. Zaten son filmlerinde bu Çirkin Kral tiplemesini bırakmıştı. Artık kızların aşık olduğu bir jön durumuna gelmişti. Oysa ki o aynı Yılmaz Güneydi ve bugün baş rol oynayan birçok aktör ondan daha yakışıklı değildir.
Bence bir insanı çirkin olarak nitelemek yerine ona karşı bir nefretimiz var mı yok mu onu sorgulamalıyız.
(01/01/2008)
Kadir Tozlu
Tarih : 2010-03-20 10:14:48 | Hit: 2011 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.