Gölgeler Çağı

Semra üyemiz gönderdi.

Sessiz harflere kazıdığım nice hastalıklar
neştere bıraktı sesleri
bir soluk oldum
sustum...

Bilirdim
suskunluktu tetikteki sözlerin satırbaşı...

Bilirdim
satırbaşı dinamit olan sözlerin suskunluğunu

Belki de bilerek yazacaktım,
bir fon ile ahenk öldüren gölgeleri.
Yine de yazacaktım
ömürden kesik süveyda dillerini...

(İLKÇAĞ)
Çocuklugumun ergenlikteki adıydı biri
histerik demlerin aleni öznesi.
Gün kadar genç düşlerimin görünür yüzü.
Ves-selam,bu dizelerin aitliği.

Umuma açık yerlerde satılan
elden düşme iki kelime bıraktı avuçlarıma.
Dudaklarıma ruhsatlı belirli geçmiş zaman
`çekip git-ti`deyiverdi.

(ORTAÇAĞ)
Dizelerin aralığı kadar bir zaman sonra
lalet-tayn bir günün esmer sesinde
buldum kendimi.

Hacmi geniş acılar
işkence avutuluşları oynuyordu.
Gereksiz yanlarım hayatın dışında
kaçak bir baharı oynarken,
o, resmi bir baharı temsil ediyordu.

İllegal bir oyunun duyguları,
çıkarıldığı mahkemede hüküm giyiyordu.


(YAKIN ÇAĞ)
İki aralık atladıktan sonra,
başka bir şehrin yeşil gözlü çocuğuydu durağım.
Kasıklarımı telaşa düşüren çocuk
bir üçgenin dar açısında kalmıştı.

İki noktadaki tek doğru belki de yüreğiydi.
Çocuk yüreği benim taşıyamayacağım
sevgileri dökmüştü en kuytu yerlerime.
Ödenek yetersizliğinden terk edilen bir yürek
iyi bir dileğin öznesi olarak kalmıştı.

(BUGÜN)
Hükm-ü gıyabi kararla tutulan hisler
üçüncü aralıkta çıkmıştı ortaya.
Sonbaharın tanıdık sesi
iki ayrı konser yaparken geceyi
ben ecele faydası olsun diye
ses olup çıkıyordum
borçlu gözlerin anısına.

Akrebin umudu soktuğu an geldiğinde
tek kuruş rüşvet vermediğim duygularla
tek sayılı bir mevsimi yaşıyordum.

Bulutlu günlerin bakiyesi çıplak bir yazdı.
Gölgeler dağılmış güneş tepemde birikmişti.
Okuduğum kitabın ayracı
çevrilmeye hasret sayfaları bekleyordu.
Sela okuyan bir ses
ibadet vakti diyordu...


*Dipnot:MuratADSAN
yirmibir şubat ikibindört
 
Murat Adsan
 






 

Tarih : 2010-03-19 19:10:16 | Hit: 1446 | Puan: 0