Ece üyemiz gönderdi.
Bin dokuz yüz doksan dokuz yılı,
Temmuzun yirmisinde,
Erzurum şifa hastanesi, bekleme bölümün de,
Seni kucağıma verdiklerinde,
İşte bu benim oğlum sevincine,
Halana benzemenin şaşkınlığı karıştı,
Annenin de iyi haberini müteakip,
Mutluluğum, yıldızlarla yarıştı.
Sonrasında izinlerle gün bulup,
Bir yaşına getirmeyi, başardık seni,
Uyumadığımız geceler, çok oldu,
Farkına varamadık, yorgunluğumuzun,
Sevdiğin ninnilerin uzmanı olan,
Kart sesli şarkıcılara benzedik,
Biz seni, gözlerimizin önüne değil,
Yüreğimizin, ortasına bezedik.
Ve zamanı gelince, annen işe başladı,
Mavi boncuk isimli, bir kreşe verdik seni,
Her gün seni oraya bırakırken,
Annenin, ağlamasını izlerdim,
Erkekler ağlamaz diye kendimi,
Yalnız kaldığım ana kadar tutmanın,
Başarısı için zorlardım,
İşte o anlarda bir tanem,
Gözlerimden yaş akmazdı, lakin ağlardım,
Seni, söyleyemediklerinle baş başa,
Yapayalnız bırakmanın ıstırabı,
Ne kadar şiddetli, sarardı beni,
Daha, bir yaşın da iken başlayan,
Mavi boncuktaki, serüvenini,
Ankaraya geldiğimiz günlerde,
Adalet bakanlığı, kreşinde sürdürdün,
Bazı anlarda, tüm saflığınla,
Özlemlerini dile getirirken,
Kan ağlayan yüreğimi bile güldürdün.
Hiç gitmek istemedin nedense, şu kreş denilen yere,
Ama biz, yeniden götürmek zorunda kaldık seni,
Ayla abla isimli, gündüz bakım evine.
Ana sütüne, hasret olduğunu,
Baba kucağını, özlediğini,
Babaannenle geçirdiğin günlere hasret,
Evimizi ve odanı çok sevdiğini,
Orada çizgi film seyrederken,
Oyuncaklarınla, oynamak istediğini,
Ve hürriyeti sevdiğini, biliyorum,
Gül öğretmenin, karışmasından,
Nilüfer öğretmenin, ders vermesinden,
Sevim ablanın, okşamasından,
Çok hoşlanmadığını hissediyorum,
Diğer çocukların kaprisleriyle,
Yaşamak istemediğini,
Bu yaşta, karşılaştığın kurallara,
İsyanını anlıyorum,
Ama hayat böyle, bir tanem,
Bazı şeylere, ulaşabilmenin yolu,
Fedakarlık ve sabırla çalışmayı,
Hayatının bir çok evresinde,
İstemediklerini, yapmayı gerektiriyor,
Kreşe gönderiyor olsalar bile,
Bil ki, annen ve baban seni,
Canlarından çok seviyor.
Her gün seni, kreşe bırakırken,
Gönlüme çöken hüznü, bir bilebilsen,
Gözünden düşen her damlanın,
Bağrıma saplanan hançerler,
Olduğunu hissedebilsen,
Biliyorum ki ağlamazsın,
Biliyorum ki hep, kreşte durmak istersin,
Her gün tekrar ettiğin,
Babacığım lütfen erken gel,
Sizi çok özlüyorum,
Fotoğraflarınızı öpüyorum sözlerinin,
Kabuslarımı süsleyen iğneler,
Olduğunu bilsen, hiç söylemezsin.
Seni kreşe bıraktıktan sonra,
İş yerime, her geldiğimde,
Moralimin ne kadar bozuk olduğunu,
Fotoğrafına anlatıyorum,
Yabancı ellere, bıraktığım için seni,
Kendime kızmaya başlarken,
Resminden özür diliyorum,
Alacağım her nefesin, senin yanında olmasını diliyor,
Gözümü her açtığım da, seni görmek istiyorum,
Sensizlik geçici de olsa,
Zor geliyor ruhuma,
İnan seni çok özlüyorum,
Konuşmanı, koşmanı, kokunu,
Ama babacığım demeni,
Yüzüme, yumruk atmayı, müteakip,
Af dileyerek, elimi öpmeni,
Yaramazlıklarını, her yaptığını, her söylediğini,
Haberin yoktur tabi, sen uyuduktan sonra,
Her gece seni seyrederek, mutlu olduğumdan,
Haberin yok bilirim, benim hayatımın,SEN olduğundan.
Ali Rafet Haznedar
Tarih : 2010-03-19 18:59:10 | Hit: 1398 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.