Meltem üyemiz gönderdi.
Affetmenin ne olduğunu yalnız cesurlar bilir, korkakların tabiatında af diye bir şey yoktur. (Laurence Sterne)
Zaman zaman hepimiz tanıdığımız yada tanımadığımız insanlara karşı küskünlük ve nefret duymuşuzdur.Bu kimi zaman masum insanlara saldıran bir terörist gibi acımasız biri, kimi zaman da en sevdiğimiz vazoyu kırıveren sıradan biri olmuştur. Ama yine de yaşantımıza göz atarsak affedemem dediğimiz bir olay mutlaka yer alır belleğimizde..
Bazen insanlara karşı duyduğumuz kızgınlık, öfke, kırgınlık, suçlama gibi duyguları bir türlü atamayız içimizden. Bir dostu affetmek, bir düşmanı affetmekten daha zordur. denir. Gerçekten de yaşam boyunca en zor affettiğim kişiler dostlarım ve onların hataları olmuştur. Bu belki de onlara olan aşırı güvenim sonucunda kendime de verdiğim bir ceza.. Ancak bu tür olaylarda kişilerin davranışlarıyla şahsiyetlerini birbirinden ayrı değerlendirince onları affetmemiz de kolay oluyor.. Onların davranışlarını kabullenmek zorunda değiliz ama bu onlara karşı öfke ve kırgınlık duymamızı da gerektirmiyor. Sevdiğimiz ve saygı duyduğumuz kişileri affetmek büyüklüktür. İntikam alıp sonuçta kendi kişiliğimize aykırı tavırlar sergileyeceğimize affedip pişman olmak daha iyi bir çözüm gibi geliyor.
Birini affederken de iyi karar vermek gerek. Süreklilik arz eden bir af da karşı tarafı şımartabilir. Bu nedenle sık af uygulamayın.. Az, öz, temiz olsun. Hatalarından ders alıp bir şeyler öğrenmeyen biriyse karşınızdaki bırakın acı çeksin.. Bazı acılar insanları olgunlaştırır. Ve afların en güzeli, en çok tat vereni ise tam düşmanınızı yendiğiniz, aman dilettiğiniz anda uyguladığınız aftır. Bu sizi daha güçlü ve daha saygıdeğer yapacaktır.
Sizlerle affetmenin 10 altın kuralını paylaşmak istiyorum.. Uygulayın kaybedeceğiniz bir şey yok nasılsa.. Hangi insan Ben hatalıydım ama o beni affetti diye böbürlenme cesaretini gösterebilir ki? ... Gösterse de bırakın tek gururunuzu kıran nokta affeden olarak damgalanmak olsun..
İşte affetmenin sırları:
1. Derin bir nefes alıp affetmeniz gereken insanların listesini yapın.
2. Listenize yazdığınız isimlerin karşısına neden kızgın olduğunuzu yazın. (Bunu yazarken dürüst olun.)
3. Bunların içinden hala kızgın olduklarınızı kırmızı kalemle işaretleyip, kızdım ama düşününce komik buldum dediğiniz olayları, kişileri silin.
4. Kırmızı kalemle işaretli olan kişilere, her birine ayrı ayrı mektup yazın. (Eee, günümüzde bu e-mail oldu, o da kabul :))
5. Bu mektup yada mailleri postalamayacaksınız bu yüzden içtenlikle yazın. Öfkenizde mantık aramayın.Kızdığınız bu olaylara sizin de katkınız oldu mu araştırın.
6. Öfke sizi çevrenizdekilerden ayıran bir zehirdir, bu zehiri içinizden atmanız gerek..Öfkenizi içinizden atmak için kendinize telkinde bulunun.
7. Geçmişi değiştiremezsiniz. Kızgınlık ve dargınlıklar sizi sağlıklı sevgiye giden yoldan uzaklaştırır. Öfkeden kurtulursanız yüreğinizde yeni ve güzel hislere yer açılacaktır.
8. Gerçekleri kabul edin, olan olmuştur..
9. Her gün belli bir süre sessizce oturup dargın olduğunuz insanları düşünün...Onların sizin için yaptıkları iyi şeyleri düşünün, zor durumda kaldığınızda sizin için yapacaklarını... Zorda kaldığınızı bilseler el uzatırlar mıydı size? Düşününce bir gülümseme belirdi mi yüzünüzde, güvende hissettiniz mi kendinizi? O halde ne duruyorsunuz,haydi yırtın (silin) o mektupları (mailleri)
10. Evet, tüm bunları deneyip affedebildinizse sizi kutlarız...
Affedemediyseniz durun son bir öneri: Aynanın karşısına geçin (depremden sonra hala kırılmadıysa ve kırılanın yerine yenisini almayı akıl edebildiyseniz tabi :)) Ben kendi başıma bir insanı affedemiyorum ama benliğim sayesinde bunu başaracağım..Ben bu kadar öfke ve kinle dolup insanlıktan uzaklaşamam, içimdeki ben bana yardım et..Bunu dargınlıklardan kurtulmak ve kendi iyiliğim için istiyorum. Biliyorum ki yüreğim kin dolunca yaşam sevincim azalıyor. Sil yüreğimdeki öfkeleri,dargınlıkları, kini deyin.
Belli bir süre sonra yaptığınız bu telkinler yüreğinizdeki buzları eritecek ve o kişileri affedebileceksiniz. Affedemeseniz de nasılsa evdeki biri sizi görüp bir psikoloğa götürecek ve doktorunuz engin deneyimleriyle bunu başarmanıza yardımcı olacaktır. :)
.......Affedicilik, günlük yaşamınızın bir parçası olsun.
............Ben sizi affettim..... Hepinizi,her şeyi,her nedenden dolayı
..
..................Ya siz, SİZ KENDİNİZİ AFFEDEBİLECEK MİSİNİZ?
......................SORUYU YÜREĞİNE SOR, CEVAP DA YÜREĞİNDEN GELECEKTİR. *
19.Eylül.2001
* Bir Kızılderili atasözü.
Hatice Kuzu
Şu konularda daha fazla şiir:
Bayram, Hayat, Günaydın, Nefret, Kin
Tarih : 2010-03-19 18:58:36 | Hit: 2071 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.