Beril üyemiz gönderdi.
Gül dikeni üstünde su zerresi aydınlığı
Alaca karanlık penceremde
Uğultuyla sokulur deli rüzgar düşlerime
Kimse bilmez içimdeki sancılı şafağı.
Gün olup ta doğmadı ki ufkumun sarı zeminine.
Söyleyemediğim bu.
Dindiremediğim bu işte.
Bağrımın bir köşesinden girip
Avurtlarımdan çıkan bir sancı.
Dindiremediğim, söyleyemediğim bu işte.
Bak bir ondört Şubat daha geçti yine sensiz.
Unutulur mu sandın?
Aşkın sevdan bitti.
Zannetme sen giderken seninle.
Gözlerinin ışıltısını, altın rengi saçlarını
Tek damla göz yaşını unuturmuyum.
Sesin halâ kulaklarımda
Ansızın dönerim yoksun arkamda.
Ellerinin sıcaklığı halâ avuçlarımda desem
Çünkü yüreğimdeki yaraya ateş verir daima.
Hasretim sana
Hasretlerim öyle yaz ki.
Kavurup kavurup çöllere savurur beni
Ve ben sana dünden daha çok sevdalıyım.
Çükü beni sana yazmışlar.
Yazmışlarda ucunu bağlamamışlar.
Dilime dolamışlar sevda diye adını.
Yüreğime işlemişler hücre hücre
Ve ben
Ben sana ezelden sevdalıyım.
14 Şubat 1998
Fikret Çarkçı
Tarih : 2010-03-19 18:53:25 | Hit: 1853 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.