Şefkat Çağlayanı-02 (Benim Psikoloğum Diplomasız)

Umay üyemiz gönderdi.

BENİM PSİKOLOĞUM DİPLOMASIZ - LEYLACIK

Web sitesine ilgi duymuştu Leylacık. “Yazdığınız yazılardan çok etkilendim” diyordu. Bir rüyasını anlatmıştı. Onda özel durumu nedeniyle dua edemediğinden söz ediyordu. Karşısına ilk defa çıkan bu hanım kızın böylesine içten yazması Şefkat Çağlayanını etkilemişti. Rüya yorumları sitelerinden ve evdeki yorum kitaplarından edindiği bilgilere kendi yorumlarını da ekleyerek yorumladı Leylacık’ın rüyası. Leylacık çok sevdi bu yorumu…

Aralarında bir baba-kız yakınlaşması başlamıştı bu iki insanın. Resimlerini de gönderdi Leylacık. Uzak diyarındaydı Anadolu’nun ama uzaklar sevgi için engel değildi. “Ya ben sizi çok sevdim! ” diyordu Leylacık sık sık. Mesajlarının bitiminde de kocaman öpüyordu. Bir de hep isterdi bunu; “Benim için dua et babacığım! ” Babaların duasının kabul olacağına inancı tamdı ve o bir babaydı.

Güzel bir ailenin tek kızıydı Leylacık. Sabahları babası onu öperek uyandırırdı. Ama onu da zaman zaman mutsuz eden olaylar oluyordu. Bazen dünyanın çarpıklıkları, bazen arkadaş çevresi, bazen iş çevresi, bazen ağabeyinin evdeki agresif davranışları, bazen de kendisinin de bilmediği nedenler.

Zor anlarında kendisine çağrı göndermesini istemişti Şefkat Çağlayanı. Bazen öyle yapardı ama bazen yapmazdı da. Ama o Şefkat Çağlayanı hissederdi onun sorunlarını. Ona bazen yazarak, bazen telefonda moral verirdi. Ama zaman zaman kendisinin de bunalımlara düşüp psikolojik tedavi gördüğünü söylerdi Şefkat Çağlayanı. Leylacık ise “benim psikoloğum diplomasız” derdi.

Bir süre sürdü Leylacık ile baba-kız ilişkisi. Moraller verildi, rüyalar yorumlandı. Her rüya yorumunun sonuna “Uzak bir ilde seni öz kızı gibi seven bir Şefkat Çağlayanı varmış” cümlesi ekleniyordu.

Leylacık sonunda gönlüne göre bir iş adamı gençle tanıştı. Dünyası onunla doldu. Artık Şefkat Çağlayanına ihtiyacı kalmadı ve fırlatıp attı onu. Bir gün artık mesaj yazmamasını istedi. Artık “babacığım” demiyordu. Ayrıca telefonla aradı biri ve “ben filan şirketin sahibiyim, istersen araştır” diyordu. Çok meraklıydı ya Şefkat Çağlayanı. Oysa bilseydi ki o Şefkat Çağlayanı sade insanlara değer verirdi. “Artık nişanlımı arama” diyordu kıskanç nişanlı. Babası yaşındaki adama da “sen” diye hitabediyordu. Şefkat Çağlayanı onunla görüşmeyi reddetip telefonu kapattı.

Bir gün Leylacık da çıktı karşısına MSN’de. Önce yumuşak bir uslupla fakat “babacım” dememeye özen göstererek yaşamlarından çıkmalarını istedi. Aslında kendisini hiç sevmediğini de söyledi. Görüşme bitimindeki “Gözlerinden öpüyorum” sözüne ise küfürmüş gibi değerlendirerek hakaretler yağdırdı.

Leylacık’ın nişanlım dediği genç iş adamı aylar sonra tekrar karşısına çıkacaktı Şefkat Çağlayanı’nın. Onu kaybettiği babası yerine koyacaktı. Kendisini telefondan arayanın kendisi olmadığını, MSN’dekinin de Leylacık olmasının mümkün olmadığını söyledi. Buna karşılık Leylacık, Şefkat Çağlayanının sitemi üzerine lütfederek hatırını soracaktı bir zamanlar diplomasız psikoloğu ve “Ya ben sizi çok seviyorum, kocaman öpüyorum” dediği kişinin.
(30/07/2006 - Sürecek)
 
Kadir Tozlu
 






 

Tarih : 2010-03-19 18:45:59 | Hit: 1716 | Puan: 0