Hale üyemiz gönderdi.
-Mustafa Düzgünmana-
Sultanahmette yan yana
Bir köşede hat bir köşede cilt atölyesi
suyu kurumuş havuz başında halı kilim sohbeti
Konu tabii ki ebru
Komşudan komşuya üzüm yaldızlı bardakta sunulur
pembe çilek şerbeti
Bin bir çeşit ebru buraya uğradı gitti
kimi zaman zırnık sarısı kimi zaman çivit mavisi
ebru teknesine neşe verdi
Kitre ödsüz olmaz ki
hara toprağında bekletilirmiş sığır ödü şişesi
Kumlu ebru yapmak için kitreye kalkan balığı ödü atılır
her ne kadar parmakta ise hüner tabi ki her işi olduran Hüdadır
Ebrunun keyfi geldi mi her yere tutunurmuş
Yüz ebru alındıktan sonra kitre kıvam bulurmuş
Her işe başlarken ve bitirirken sanatçı dikkat eder
yeni tekne önünde mahcup olmamak için
adak verip kırk bir yasin okurmuş
Tekneden alınan eser çıtalarda kurutulup preste düzeltilir
taraklı ebru yapılırken iğneler eğelenir
parmak uçlarıyla incelenir ve alın teri ile üzeri perdah olurmuş
Zırnık Sarısı, Lahor Mavisi ile Lök Kırmızısı
Çamlıca Toprağından alınırmış kahverengi boyası
Ebru sihir gibidir hiç belli olmaz hali
isterse sanatçıdan gizlemez mükemmeli
Klasik olanları battal, hatip, bülbül yuvası, şal deseni
çiçekli ebru sonradan ilave edileni
benim tercihim ise beyaz karanfil ve kırmızı lale
papatya ebrusu çok değil topu topu birkaç tane.
Şiş kebap ebrusu mu?
bu işin latifesi
üstat Mustafa Düzgünman ebruların efendisi.
Mehmet Akif Tiryaki
Tarih : 2010-03-19 16:22:14 | Hit: 1680 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.