Zinnur üyemiz gönderdi.
Taklit ettiğimiz şu Avrupanın iş düzenine bir bakın. Tam bir curcuna. İççi memur 8 saat çalışmak mecburiyetindedir.Yaz günlerinde güneş göbeğimizi aşıyor hâlâ saat dokuza gelmemiştir. Öğle zamanı memur dairesine gidiyor. Kışın, gecenin yarısında bakıyorsun ki, işçi memur dökülmüş sokaklara. Nereye? Saat dokuz da işe yetişecek. Halbuki gece yarısı.
Bir insan düşünün ki, sigara tiryakisi.Günde bir paket sigara içen şahıs, bir yılda 20 günlük zamanını sigarayla duman etmiştir. 30 yıl sigara içen bir tiryaki 600 günlük ömrünü sigara içmekle heder etmiştir.Ya bu üç dört paketse!
İşte onlar ömürlerini sigara içerek öldürmüştür. Her içilen sigara insan ömrünü 5,5 dakika kısaltıyor. Bir insanın 600 günde neler yapabileceğini düşünelim, sigara iş gücünü azaltıyor, randımanı düşürüyor. Sigara içen Müslüman elini vicdanına koysun bir düşünsün. Bir hiç uğruna geçirdiği günlerin hesabını Allaha vereceğine bir cevap hazırlasın, malını lüzumsuz yere yakıyor. Sigara kokusuyla namaza, Allahın divanına duruyor.Rabbimiz verdiği her nefesi iyiliğe, güzelliğe sarf edelim diye vermiştir. Halbuki sigara içen Müslüman, alın teriyle kazandığı, servetinin bir kısmını, önce sigaraya vermiş sonrada bu servetini yakmak için 600 günü harcamıştır. İşte bu kadar ağır hesabın altına girip işi basite almak akıllı insanların göze alacağı tehlike değildir. Bir ömrün dakika ve saniyelerinin hesabını vermek kolay değildir.
İnsan başıboş yaratılmamıştır ve küçük-büyük bütün işlediklerinden dolayı bir gün mutlaka hesaba çekilecek.
Allaha bu hesabı verebilecek gücü kendinizde bulabiliyorsanız, haydi bir sigara daha yakınız. Hiç unutmayalım ki, Allahın vermiş olduğu malı, gücü Allah rızasına uygun kullanmadığımız müddetçe, bizi ne bulutlar gölgeler, ne de Cennet kabul eder.
Bir defa dünyayı ahiretten ayırma hastalığından vazgeçelim. Mazi müstakbel yan yanadır. Dünya ahiret beraberdir. Şahadet ve gayb birbirine bitişiktir. Kinin olduğu yerde din olmaz.
Bizde dünyayı elimizden kaçırıp Avrupalıya, Amerikalıya ve Yahudi ye kaptırınca Dünya geçicidir bize âhiret yeter demekle yetiniyoruz. Bu neye benziyor biliyormusunuz?
Tilkiye sormuşlar Seni ormana kral yapalım mı? O da mütevazi bir şekilde Ben devamlı sandalyede oturmaktan sıkılırım. Demiş.
Dünyayı onlara kaptırdık, elimizden kala kala kuru bir duâ kaldı, ama onunda kolu kanadı yok salıyorsun uçmuyor.
Biz horoz kadarda mı olamayacağız.
Dikkat edilirse ezan okundu okunacak hemen bu mübarek hayvanlar ötmeye başlar. Bunlardan rahatsız olanlarda vardır.Horoza sövenlerde var. Bu hayvanların sucu ne nedir ki?
Şair ne güzel söylemiş:
Kalkamıyorsun uykudan, esne ha esne.
Şeytan vurmuş üç düğüm, kalın ensene.
Sen beyhûde san, hepsi gerçek dinlesene.
O namaza çağırıyor, sataşmak yakışır mı sana.
Allahın Rasülü şöyle buyurmuştur:
* Ebu Hureyre'den r.a. bildirildiğine göre: Hz. Peygamber s.a.v. şöyle buyurmuştur: 'Sizler horozun ötmesini işittiğiniz zaman Allah'ın fazlından isteyiniz. Çünkü o melek görmüştür. Merkebin anırmasını işittiğinizde de şeytandan Allah'a sığınınız. Çünkü o şeytan görmüştür.' Müslim.
* Horoza sövmeyin o sizi namaza çağırıyor.Tirmizi.
* 'Horoza sövmeyin! Zira o, namaz için uyandırıyor.'Ebu Dâvud.
* İbnu Mes'ud r.a. anlatıyor: 'Resulullah s.a.v. buyurdular ki: 'Mü'min ne ta'n edici, ne lanet edici, ne kaba ve çirkin sözlü, ne de hayasızdır.' Tirmizî,
Hiç bir şey sebepsiz değildir. Meleklerin ilhamı ile o hayvanlar insanları namaza davet ediyorlar. Sadece horoz değil ki, Cenab-ı Hâkkın bir çok hayvana ilham ettiği doğru haberle (Kuran, Hadis) sabittir. Arıya, karıncaya, Hûd Hûd ilham edilmiştir. Hûd Hûd mühendis idi. Süleyman a.s. ordusu çölde bir araziye konaklandığında, Süleyman peygambere a.s.bu mübarek kuş suyun yerini gösterirdi. Ayrıca suyun yer yüzeyine ne kadar metre uzaklıkta olduğunu da bildirirdi.
İsrail oğullarına altın çağ yaşatan şanlı peygambere, Davud ve Süleyman a.s. selam olsun. Üç ayrı canlıda yararlanmayı biliyorlardı. Peygamberler insanlardan farklı konumdaydı.
Evet, kuşlar da bu dine (İslama) hizmet etmişler ve etmektedirler boşa yaratılmamışlar. Hayvanların bu tür hareket ve ses çıkarmaları meleklerin ilhamına bağlıdır. Melek ilham edince, idrak düzeyinde ses çıkarabileceklerini bilgi toplayıp getirebileceklerini biliyoruz.
Arılar bal yaparlar, yaptıkları bu mükemmel balı, deneme, akıl yürütme, araştırma gibi şeylerin neticesi olmayıp doğrudan doğruya onlara Allahın bir ilhamıdır. Bu hususları anlamak için, akıl mumu yeterli değildir. Vahiy güneşine ihtiyaç vardır. Hayvanlar algılamada, insanlara nispeten daha hassadırlar.Zerzele, fırtına gibi felâketleri önceden hissetmektedirler. Bize nispetle gayb olan bir şey bazı hayvanlar için görünür hükmündedir. Örnek:
Akbabalar, bizim çift aynalı dürbünle seçemediğimiz, 3000 metrenin üzerinde bir mesafeden, yerde yatan bir ceylanın ölümü yoksa uykuda mı olduğunu tespit etmektedirler.
Cenab-ı Hâk şöyle buyurmaktadır:
* Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allahı zikreder. Saffat, ayet: 1
Varlık âleminde tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Kimi yaratılış özelliği ile, kimi kalbi, kimi diliyle tespih eder.
* 'Doğrusu, biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik' Sad, 18
* 'Andolsun, Davud'a tarafımızdan bir üstünlük verdik. Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin, dedik. Ona demiri yumuşattık' Sebe, 10
* Ebû Hüreyre r.a: 'Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve [gökyüzünde] iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi topluluklardır' En'âm ayet:38.
âyetinin açıklamasında şöyle demiştir:
* 'Kıyamet günü bütün mahlûkat, kuşlar, vahşi evcil bütün hayvanlar diriltilip hesap yerine getirilir. Sonra aralarında ilâhî takdir gereği adalet uygulanır ve boynuzsuz hayvan boynuzludan hakkını alır. Ardından Allah [c.c] hepsine, Toprak olun! ' emrini verir, onlar da toprak oluverir. İşte bu an, kâfirlerin, 'Keşke biz de toprak olsaydık' diye temennide bulunacakları andır.'
Cenab-ı Hâk Şöyle Buyuruyor:
'İnsanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.' buyuruyor. Zariyat, 56
Gerek cinler, gerekse insanlar ilâhî tasarrufun altında, O'nun mülkünde isteseler de, istemeseler de kul olarak bulunuyorlar. Varlık âleminde insan aklının ve ilminin erişebildiği her şeyin insan için yaratıldığını görüyoruz. Cenâb-ı Hak mutlak ganî olduğundan hiç kimsenin kulluğuna ve ibâdetine ihtiyacı yoktur. O, kullarından taât ve ibâdette bulunmalarını isterken, onları sonsuz saadete eriştirmeyi dilemiştir. Yoksa ne kimseden rızık ister, ne de yiyecek ve içecek. Ama O; her canlının rızkını vermektedir ve mülkün tamamı O'na aittir. Bütün güçler O'nun kudretinin karşısında eğilir.
* 'İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır? ' Kıyamet sur:ayet 36.
Her şey bir gaye ve hikmete yönelik yaratılmıştır.Bu ayetler insanın başıboş, gayesiz, amaçsız bir canlı olmadığına dikkat çeker ve insanı kâinat planındaki şerefli yerine oturtmaya yönelir. Kuran bu inceliğe ve hikmete değinmekte, gerçeği iyice düşünemeyen inkarcılara ışık tutulmaktadır.
* Ebu Hureyre r.a. anlatıyor: 'Resûlüllah s.a.v. buyurdular ki: 'Gece ve gündüzde bir kısım melekler nöbetleşe aranızda bulunurlar. Bunlar sabah namazı ile ikindi namazında toplanırlar. Sonra sizi geceleyin takip eden melekler (hesabınızı vermek üzere huzu-u ilahiye) yükselir. Sizi çok iyi bilen Allah, bu meleklere sorar: 'Kullarımı nasıl bıraktınız? ' 'Biz onları namaz kılıyorlarken bıraktık, biz onlara namaz kılarlarken vardık! ' derler.' Buhari, Müslim, Muvatta, Nesai.
* 'Zerre ağırlığınca iyilik yapan karşılığını görür; zerre kadar kötülük yapan da yine karşılığını görür' Zilzal sur:7-8
İnsan denilen şerefli ve mükerrem canlının, böyle bir kitap ile taltîf edilmesinden dolayı daha çok saygılı, korkulu, sorumluluklarını müdrik olup Hakk'a baş eğmesi gerekmez mi? İnsan çok hassas cihazlarla ve gayba açılmış duygularla dopdoludur. Gayba,Vahye, Sâdık rüyaya, ilhama, inanmayanlar maddenin dar kalıbı içinde kaybolmaya mahkumdurlar.
Müminin yardımcısı Allahtır. Hakkıyla ve Kemaliyle iman etmişlerse, müminlere Allah yardım eder. İzzet yolu, şeref yolu, Allaha hakkıyla iman etmek ve bu imanın gereğini yerine getirmektir. Şeytan ve nefis insanı ölüm korkusuyla, fakrı zaruret ve mal azlığıyla korkutur. Allah yolunda hizmet etmekten, infak etmekten, himmet etmekten uzaklaştırmaya çalışır. Eğer Allaha yönelir tam kulluğunu yaparsan, abdestini alıp namaz kılarsan bu korku senden gider. Müslüman öylesine sınırsız enerji gücüne sırtını dayamıştır ki, Allahla rabıta kurduktan sonra, Onun karşısına kim dura bilir. Ama Allaha sırt çevirdikten sonra, bu ibadetleri hafife alıp yan çizdikten sonra ve kula kul olduktan sonra, İstediğin kadar para biriktir, istediğin kadar sayın çok olsun, istediğin kadar maddi imkanlara sahip ol hiç yazar. O itibarla hakkıyla Müslüman olmak bizim davamızın esasını teşkil eder. Kuran-a ve Sünnete uymak müminin şiarı olmalıdır. Allahın kitabını öğrenmek ve onunla amel etmek mecburiyetindeyiz. Bu gerçeği yakınlarımıza ve sevdiklerimize anlatmak, tebliğ etmek gerekir. Peygamberimiz s.a.v. ne diyor?
Benden öğrendiğiniz gerçeği kimseden korkmadan, çekinmeden beyan edeceksiniz . Diyor.
Neyin beyan edilmesi lazım? Kuran-ın ve Sünneti seniyenin açıklanması lazım. Gücenirler gücenmezler diye düşünmeden tastamam açıklanması gerekir. Nefsin başta olmak üzere, insanları azdırmaya saptırmaya kendisini memur kılan şeytan avanesi, şeytan ordusu ve güçleri var. Bunlar arasında bir savaş oluyor. İnsan bunları bir düşünmeli. O zaman yerimizi iyi tayin etmeliyiz.
Nasıl tayin edeceksin? Kültürde, sanatta, Ekonomide, modada hayatın tüm şubelerinde..
Buda Birlikle olur cemaatle olur. Her ev, her sofra, bir sohbet köşesi olmalı Her evde Kuran okunmalı, Peygamberimiz s.a.v. anılmalı, hatırası dipdiri yaşanmalı. Birbirimizi Allah rızası için sevmeli.Yanlışlar içinde birbirlerimizi ikaz ve irşât etmeli. Allah gönüllerimizi kendisine yaklaştırsın.Yolunda attığımız her ihlaslı adımda bizi güçlendirsin.
Cenâb-ı Hakk'a hamd-u senalar olsun, hayatın anlam ve hikmetini bize en güzel şekilde açıklayan Resûlüllah s.a.v. Efendimize salât-ü selâmlar olsun.
London / 22 /Ağustos 2006
Kaynaklar
.
Kuran-ı Kerim
Hadis Kaynakları
Ali Kılıç Kakiz
Tarih : 2010-03-19 10:03:55 | Hit: 3534 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.