Betül üyemiz gönderdi.
Güneşin kızı,
Elleriyle ve başka yerleriyle büyüttüğü
Bir çocuğu izler gibi.
Gözleri dünya üzerinde,
sanki bir dünya yerini terk eder gibi.
Silik bir gezegenden, bir kabartmayla ayrılmış
Sonra uzamış gitmiş kendi yokoluşlarının içinde
Düşüyor şimdi bir sokak satıcısının elinden
Ve dilinden
Kirli dumanıyla bir cinayet gecesi.
İyi dinle onu.
Yüzüne doğrulan feneri polis zanneder
Kaldırır ellerin terkedilmiş bir sokak.
Boşluktan yapılan ellerini
Öyle bir açar ki iki yana
yeterlidir bu tasvir artık masumluğuna.
II
Evrenin karanlıkları toplanmış ki bir kenara.
Sıradan bir toplanma değildir bu.
Bütün kötü duyumsamalar, hisler ve hissedilişler
Bir bir saklanmış ışığın arkasına.
Değil ki gökyüzünden maviler içinde çıkan,
önüne düşen dünyalının
ve gözleri önüne serilen o sonsuz varlığın
Kendi üzerine yansımaları bir festival olsun da
Bütün konuklarıyla kutlansın bir saray salonunda,
Geniş pencerelerin aydınlattığı bir mermer sundurmada.
Kapalı anlamı gibi değil ki varlığı.
Süzüldüğü tarihin içinden
İnsan dillerine ve aklına değerek
Derinleşen ve çoğalan manasıyla her kelime gibi
Bu sonsuz maceranın
Bu çok kişilik ama yalnız yaşanan piyesin
Hep diğerinin yerine koyarak kendisini
Başkalaşan ve gitgide yabancı
Baş rol oyuncususun sen.
Sen ki güneşin kızı.
Bütün karanlıkların toplandığı köşelerden geçen bir günün
Kendine yaşattığı ızdırapları biriktiren
Varlığından öte kalan yani
Aldığı her nefesi güzelliğiyle isimlendiren.
Nasıl bir anlamın var ki ismin yok senin.
Bütün dilleri toplasam
Bir isim bulsam sana
Yapıştırsam doğayı hareketiyle yaran bir tren gibi arka arkaya
Bütün alimleri toplasam da
Bir yaklaşma şekliyle yol gösterseler bana
olmaz!
anlamı kendinden büyük bir olmaz
olmazı olurundan zor bir olmaz
ben ki
ben sensizliğin sefili
olmadığın zamanların efendisi
bir eli yaralı,
diğeri geçtiğin yolların seferisi
gözleri durmadan karanlığın içinden aydınlığa uzanan
varlığıyla çelişkisiz bir yol arayan.
III
bütün buluşmaların ve
bütün bütünlerin bir zamanı var diyorum
bilmek varlığını kabul etmektir aklındaki sorgunun.
Bunu da biliyorum
Ve kendi içimde büyüyen
Büyürken büyüleyen bir girdabın kıyısında
Bazen bir akşamda
Yada herhangi bir anda
Sana muhtacım
Bunu artık anlıyorum.
Ben
yani bir yansımanın alacaklısı
Giderek kayboluyorum.
Aramaktan da öte
öyleyse sonuma duyduğum bir merakla
zamanın üzerinden geçiyorum.
arkamda ırmaklar ve aydınlıklar
Yenilerini görüyorum.
Bazen de ben duruyorum, onlar akıyor yanımdan
Bedenim ki,
Dönüşünden bu dünyanın
Azledilmiş bir beden. Biliyorum.
Bir ağacı selamlıyorum eğilerek
Bir gökyüzü parçasını yüzümü göğe dikerek
O an kayboluyor bütün görünümler
Karanlığa düşüyor, dönüşüyorum yenilerek.
Evet sen, sen ki
sen güneşin kızı
Gülüşüyle karanlıkları
Ve bütün yanılsamaları
Hırçın bir sel gibi dağıtan
Ölü bir serçenin kanatlarını varlığıyla sağaltan
Aydınlığın savaşımı zor neferi
Dünyanın içindeki acıları dağlayan
tarihler dolusu bir evrenin isimlendiremediği
yaramaz çocukların serüveni
sen ki kendisi kendi içinde çoğalan.
Mustafa Karalı
Tarih : 2010-05-31 20:53:32 | Hit: 2314 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.