Sabır

Yeşim üyemiz gönderdi.

Sabır ne kadar güzel bir duygu, iradeyi, zorlama veya gemleme diyebiliriz. Hırçınlaşan bir atın nasıl dizginlerini insanoğlu çeker atı kontrol altına alırsa, İnsanın heyecanlı duygularını da sabır dizginleriyle, sakinleştirmek daha da güzel olacaktır.
“Sabır, selamettir.”
“Sabreden derviş muradına ermiş”.
Daha bunun gibi ne kadar güzel sözler vardır. Sabretmek ne güzel ama gel sen nefsine, iradene bunu dinlete bilirsen dinlet. Ne mutlu sabredenin, nasıl yol aldığını, tereyağından kıl çeker gibi hayatın karma karışık işleri içinde nasıl akıp gittiğini hepimiz hayatımızda yaşamışızdır.
Böyle bir girişten sonra perdeleri yavaş, yavaş aralayalım, biraz içeriye ışık girsin, her şey gerçek yüzüyle görünsün. Rabbimiz insanda çok mükemmel duygular ve çeşitli hisler yaratmıştır. Bunlarla hem yaşamımızı, kolaylaştırmak hem de sıratı müstakimde rahat gide bilmektir. Rabbimizin yolunda giden Peygamberler ve en son peygamber olan Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi vesellem efendimizin yolundan tam gidemez isek de, düşe kalka da olsa bir eğri çizsek de genel olarak o doğrultuda gitmeyi Allah’ımız bizlere nasip etsin. Sıratı müstakiminden ayırmasın. Habib’i ne hayırlı ümmet kendisine kul kabul etsin Kuran’ ımıza sahip çıkanlardan ve onu hayatına geçirenlerden eylesin.

İNSANDAKİ BU DUYGULARI ÜÇE AYIRABİLİRİZ.

1-Akıl duygusu
2-Zararlı şeyleri def etme duygusu(gadabiye)
3-Şehevi duygular(yeme, içme, arzu ve istekler)

Bu üç manevi duygununda her birinin ayrıca üç mertebesi var.

a) İfrat(her şeyde haddini aşan-ileri giden)
b) Tefrit(normalin altında olmak-çok düşük seviyede kalmak)
c) Vasat(normal-her şeyin en uygunu)

Bu duygularımız yaratıcımız tarafından sınırlandırılmamıştır. Fıtratımızda bu üç halde yaşayacak şekilde kabiliyetler verilmiş ki, insan ilmiyle, tecrübelerle yaşayarak, aklını kullanarak daima iyiyi güzeli ayırabilsin. Yaradılışta sınırlama yok ama yaşlarken, Allahımız kelam sıfatından gelen suhufları ve kitapları ve bunların uygulayıcıları olan peygamberlerle insanlara güzel yaşam yolunu göstermişlerdir. Bu kanunların uygulayıcısı ve yaşayıcısı başta peygamberler olmuştur. Her peygambere de ilahi emirler Cebrail vasıtasıyla ulaştırılmıştır. Kuranı Kerimde rabbimiz bakara suresinde “cinleri ve insanları ancak bana iman ve ibadet etsinler diye yarattım”(1) buyurmaktadır.”İnsanlar ilim ve ibadet vasıtasıyla terakki etmek için bu dünyaya gönderilmişlerdir ”ilimsiz hiçbir şey olmaz ”merak ilmin hocasıdır ”araştırıp, doğruyu güzeli her insan bulmakla yükümlüdür.
Allah’ın iki kanunu vardır.
1-kelam sıfatından gelen-Kuran
2-yaratılıştan koymuş olduğu tekfini emirler denilen-kanunları-
Bir insan bu iki kanuna da riayet ederse hem dünyada, hem de ukba da rahat eder. Birinciye uyarsa ahireti ni kazanır. İkinciye uyarsa dünyada zengin ve huzurlu olur. Ama dinimiz ikisini de uymanın lüzum ve ehemmiyetini vurgular. Peygamberimiz savaşlarda. Ok atmış, zırh giymiş, vs. Dememiş ben bunlara uymam dememiş, hatta ikaz etmiş. Çünkü bu tekvini dediğimiz kanunlar bütün insanları kapsar. Kim ona uyarsa rahat eder. Kışın ben Müslüman’ım deyip, vücudunu soğuktan korumayan hasta olur, Allah katıda mesul olursun. Bu kanunda ayırıcılık yoktur. Herkesi kapsar, diğeri ise dinlerin emirleridir. Allah beni korur diye, hiçbir tedbir almazsan Allah seni korumaz, ateş yakar, soğukta donarsın bu kanunlara uymalısın. Yukarda sayılan duyguların içtimai hayatta(sosyal yaşantıda) kişilere göre hareket tarzı, onun bu emirlere uyup, uymamasına bağlı olduğundan, ifrat-tefrit ve vasatta gidebilirler-En güzel vasatta giden yani sıratı müstakim dediğimiz doğru yolda: Peygamber efendimiz gitmiştir. Onun yolunu da, yaşantı tarzını sahabeler ve din büyükleri olan âlimlerimiz takip etmişlerdir.

Bu içtimai ortamda insan yaşarken:

1- Başına, insanlar tarafından veya kendi hatasına binaen, belalar, afetler, gelebiliyor. Depremler, sel baskınları, yangınlar, fırtına, kasırga vs. Tabi afetlere hepimiz maruz kalabiliyoruz.
2- Yine sosyal münasebetlerimizde bulunurken, dünyada ki, olaylar, ailevi olaylar, iç dünyamızda ki olaylar karşısında bizim karşı, karşıya geldiğimiz, nefsanî arzularımızın istekler veya insanların bizleri yanlış yollara sevk etmeleri karşısında, doğruda sebat, iyi ve güzeli bulmak için dayanma-karşı koyma da sabır göstermek. Meşru olmayan yaşantılara düşmemek için direnmek.
3- Dünyanın üç tane yüzü var(yani manevi yüzü var) yoksa tek bir yüzü olduğunu herkes biliyor. Dünyada yaşarken takip edilen yol diyebiliriz.
a) “hadisi şerifte buyruluyor ki: dünya ahiretin tarlasıdır” ahiretteki ebedi, sonsuz bir hayat bu dünya tarlasına ne ekersen ahirette onu biçersin demek oluyor. Oda burada kazanılacak.
b) Cenabı hakkın güzel isimlerinin tecelli ettiği yer olduğundan, Allahın güzel isimlerinin görüntüsü, aynaları olan, çevremizdeki canlılar, bitkiler, olaylar, hepsi buna girer ki bunları ibretle seyretmek, tefekkür etmek de yine insana mahsustur, Ayrıca buradan insanların ibret alıp, bazı buluşlar, icatlar yapmasını da bu araştırmalar sağlar. Arşimet malumunuz suyun kaldırma gücünü hamamda buluyor. Daha önce yok muydu vardı ama bunu kanun şekline getirmiş, diğer kanunları, buluşları buna kıyas edebiliriz.
c) Dünyanın sefihane,eğlencesine ve cehennemi kazandıracak,tutum ve davranışlar diye biliriz.Ayrıca bunlar zararlı şeyler olduğu için,kötü şeyler olduğundan kıyaslama yapıp,doğruyu bulmamıza sebep olurlar.”Hz.Ömere soruyorlar bu adaleti nerden öğrendin? :cevap vermiş kötülerin kötü icraatlarından demiş.Açlık olacak ki nimetin kıymeti bilinsin “her şey zıddıyla bilinir”demişler.gece-gündüz,iyi-kötü,açlık-tokluk,güzel-çirkin-karanlık-aydınlık-vs çoğaltabiliriz.Kötü şeylerle mücadele ederek.kendi vasıflarımızı yükselte bilir daima kendimizi yetiştirebiliriz.Bu da imtihanın bir sırrı oluyor.Yoksa insanlar aynı kategoride kalırlardı.En dahi bilim adamları yetişmezdi,Şeytan ve kötü şeyler bu mücadele için yaratılmış oluyorlar.Ateş niye yaratılmıştır diyemeyiz. Binlerce sayamayacağımız kadar faydaları var. Şeytan ve kötü şeylerde böyle, imtihan ve güzelliklerin değerini göstermek için, güzelliklerin aralarına serpilmişlerdir.

İNSAN ÜÇ SABIRLA VAZİFELİDİR.

1-Kulluk görevlerini yapmakta, ibadet etme gibidir vazifede sabır göstermeliyiz. İnni ve cini şeytanların vesveselerine, telkinlerine karşı, yapacağımız ibadetten vaz geçmemeliyiz. Sabır gösterip, direnmeli karşı koymalıdır. İbadet cihetinde yalnız bu günü veya bulunduğumuz zaman dilimini düşünmeliyiz. Sonraki zamanlarda yapacağımız ibadetleri şimdiden düşünüp sabrımızı dağıtmamalıyız. Gelecek günler daha henüz gelmediğinden onun için yükümlü değiliz.
2-Günah işlememeye karşı sabır göstermeliyiz. Bu zamanda yüzlerce, binlerce, günah yüzümüze karşı, bizi çekmeye çalışıyor. Nefsimiz, kötü arkadaşlar, çevre bu günahlara bizleri davet ediyorlar. Bu günahları işlememek için direnç gösterip, karşı koymalıyız. Bu da ancak ilim, kuvvetli bir sabır ve iradeyle olur.
3-Musibetlere, belalara, felaketlere karşı sabır göstermeliyiz. Her türlü tedbirimizi aldıktan sonra başımıza, bir felaket gelince,
Kimden geldi.?
Kime geldi.?
Niçin geldi.?
Bu olayın diğer yönlerini dikkate alıp, hikmet yönünü düşünmeliyiz. Bu üç sabrı da omuzlayıp, Cenab-ı Hakkın insana verdiği bu sabır kuvvetini, şayet yanlış yollarda dağıtmaz isek, her meşakkat ve musibetlere, belalara, kâfi gelebilir. Bu üç sabrı ömrümüzün sonuna kadar devam ettirebilirsek, bizlere ne mutlu; hem dünyada, hemde ukbada bunun neticelerinin karşılığını, elbet Rabbimiz bizlere nasip edecektir.
Musibete ehemmiyet verdikçe,şişer.,
Ehemmiyet vermezsen söner.
Ona büyük nazarıyla bakarsan büyür.
Küçük görürsen küçülür.
Ondan korksan, ağırlaşır.
Hasta eder.
Korkmazsan hafif olur.
Gizli kalır.
Musibetin mahiyetini, aslını,
Esasını bilmezsen devam eder.
Yerleşir.
Mahiyetini bilirsen, tanırsan,
Gider.
Cahillik onu davet eder.
İlim onu kovar.
Tanımazsan gelir.
Tanırsan gider.
Vesvese musibeti de böyledir.
Sabır ile tevekküldür.
Yaratanın kudretine dayanıp,
Hikmetine itimattır.
En müthiş bir musibet karşısın da ”Ellezine iza esabethüm musibetün galu İnna lillahi ve inna ileyhi raciun”(2) Sabırlı insanlar; dünyayı cennetin bekleme salonu hükmünde gördüğü için, hoş görür. Sıkıntılara, tahammül eder. Sabır içinde şükreder. En bahtiyar insan budur.

Ehli iman için çok kazanmanın şartları

1-farz olan ibadetlerini yapmak
2-Günahlardan tövbe etmek.
3-sabır içinde şükretmek.
Sabır kuvvetini, geçmiş şeylere veya gelecek şeylere henüz gelmeden, sabırsızlık gösterip, sabır kuvvetini dağıtmazsan, sıkıntıları ondan bire iner.

KURAN DA GEÇEN SABIR İLE İLGİLİ AYETLER

1-Zariyat suresi:56
2-O sabredenler ki, başlarına bir musibet geldiğin de ”Biz Allahın kullarıyız. Sonunda yine ona döneceğiz.”derler.(bakara suresi:156)
3-Sabır ve namazla, Allahtan yardım isteyin. Bakara suresi:45
4-“Ey rabbimiz” dediler ”üzerimize sabır yağdır.”Bakara:250
5-“Ey rabbimiz bize bol sabır ver ve bizi Müslüman olarak öldür.”Araf:126
6-Allah ve Resulüne itaat edin ve ihtilafa düşmeyin. Sonra cesaretiniz kırılır. Kuvvetiniz de elden gider. Sabredin. Muhakkak ki Allah sabredenlerle beraberdir. Enfal:46
7-Allah sabredenlerle beraberdir. Enfal:66
8-Kim takvaya sarılır ve sabrederse, muhakkak ki Allah iyilik yapan ve iyi kullukta bulunanların mükâfatını zayi etmez. Yusuf suresi:90
9-Eğer sabrederseniz, elbette bu sabır sahipleri için, daha hayırlıdır. Nahl:126
10-Sen güzel bir sabırla sabret. Meariç:5
11-Yemin olsun asra.1-İnsan muhakkak ki hüsrandadır.2-Ancak iman eden, güzel işler yapan ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna.-3(Asr Suresi–1–2–3)

SABIRLA İLGİLİ HADİSLER

1-Ebu Hüreyre rivayet ediyor:”Allah aile fertlerine geçim yükü ölçüsünce yardım, bela ölçüsünce sabır verir.”Camiüssağır:2.318 H.No:1944
2-Ebu Derda rivayet ediyor.”imanın zirvesi şu dört haslettir.
Allah’ın hükmüne karşı sabretmek.
Kadere rıza göstermek.
Tevekkülde samimi olmak.
Allah’a teslim olmak.”Camiüssağir:3.561 H.No:4320
3-İmran bin Husayn rivayet ediyor.”Şu üç şey ile kul dünya ve ahretin bol nimetlerine kavuşur.
Belaya karşı sabır.
Kadere rıza.
Refah ve bollukta dua.”Camiüssağır:3.314 H.No:3489
4-Ebu hind eddari rivayet ediyor.”Allah’u Teala şöyle buyuruyor: Benim hükmüme razı olmayan ve benim verdiğim musibete sabretmeyen kişi benden başka bir Rab arasın.”Camiüssağir:4.469 H.No:6009
5-Muaz bin Cebel rivayet ediyor”Darlıkla imtihan olundunuz sabrediniz…”Camiüssağir:1.528 H.No:1078
6-Ebu Zer rivayet ediyor”Kötü komşuya sabreden kişiyi Allah sever”Camiüssağir: 2.292 H.No:1877
7-Ukbe bin Amir rivayet ediyor”Kim musibete sabrederse, Allah kaybettiklerinin yerini doldurur. Kim sabrederse, Allah sevabını kat, kat verir.”Camiüssağir:2.175 H.NO:1609
8-Ebu Malik el Ensari rivayet ediyor”Sabır ışıktır.”Camiüssağir:1.484 H.No:966
9-Enes rivayet ediyor”E n üstün ibadet, sıkıntı anında, sabırla kurtuluşu beklemektir.”Camiüssağir:2.44 H.No:1283
10-Ebu Ümame rivayet etmiştir”Müslüman bir kişinin Salih bir evladı vefat ettiğinde, sabredip sevabını Allah tan beklemesi, ne güzel”Camiüssağir:3.197 H.No:3129
11-Cündüp bin Abdullah rivayet ediyor”Olgun müminin özelliklerinin bir kısmı şunlardır.
Fakirlikte sabır.
Zulüm ve haksızlıkta görse, Rahman olan Allah bizzat intikamını alıncaya kadar sabreder.”Camiüssağir:2.529 H.No:2471
12-İbni Abbas rivayet ediyor.”musibet ve sıkıntının geçmesini, sabırla beklemek ibadettir.”Camiüssağir:3.52 H.No:2718
13”İnsanların en çok bela ve musibete maruz kalanları peygamberlerdir. Sonra evliyalar, sonra da derecelerine göre diğer Salih insanlar gelir.” kenzul ummal,3.326/6780-Buhari,merda:3-Tirmizi,züht:57

İSTİFADE EDİLEN KAYNAKLAR:

1-İşarâtül-İcaz(Yeni Asya Neşriyat)
2-Sözler (Yeni Asya Neşriyat)
3-Camiüssağir(Yeni Asya Neşriyat)
4-Kuran Meali(Yeni Asya Neşriyat)

Hoşça kalın.
Dostça kalın

25.01.2007
 
Osman Karahasanoğlu
 






 

Tarih : 2010-03-19 12:16:10 | Hit: 3939 | Puan: 0