Arzu üyemiz gönderdi.
ayakkabılarını çıkarmış safiye hanım
-oysa her sabahın, (yoksa gece mi)
-bu en erken saatlerinde
-beyoğlunun ücra sokaklarından birinde
-iki katlı bir evde
öyle bir çıkışı vardır ki merdivenlerden
bir günü başlatır
bir gece uçurumun eşiğinde
hep yorgundur, hep bitkin
sonra durur, şöyle bir bakınır
birilerini çok iyi görmüştür
saklamıştır yüzlerini, nefeslerini
sormak istesen karanlık, kayalık bir deniz feneri
- ki azgın bir denizde tanrı gölgesini
- o zaman kırgınlık yer edinir
(-ben bunu anlayabilirim
her kim gizlemek istese bunu
ben gizleyişinden anlayabilirim)
bir adım, bir adım daha
soyunur, bedeninden geceyi çıkarır
komşu görüntüsünü giyer üstüne
işte o an kalbim atmaya başlar
uyanırım, uyandırırım yeni bir günü
yüzümü ellerimi yıkarım,
gözlerimi yeni bir sabaha hazırlarım
yıkanmış çamaşırlarımı
boyanmış ayakkabılarımı bulurum
bir yerdelerdir nasılsa
nasıl da şaşmaz bir ritimle döner dünya
öyleyse...
gökyüzünden kimler iner safiye beyaz ayaklarıyla
kimler saklanır güneşin sarı kuyruklarına
gözleriyle dünyaya, bir garip varolmayla
kendi içinde büyüttüğü sarı sıcak çocuk yazlara
işte o an yeniden, yeniden uyanırım
uyandırırım bir sabahın en derin kavuşmalarını
denize, sahile ve kayıkçılara
boğazın karanlığı, haliçin sabahını
derinlerden gelen üşümüş bir aşık olma anına
denizin karanlığına kimler saklanır safiye
bir garip kaybolma fikriyle
kimler saklanır insanın bu en kuytu inine
Mustafa Karalı
Tarih : 2010-05-28 16:33:12 | Hit: 1929 | Puan: 0
Copyright © 2007 - ∞ by CemveNuray.Com. Tüm hakları Cem ve Nuray'a aittir.